Çok sevdiğim Büyüğüm, güzeller güzeli dostlar,
Biraz önce, akşam ezanıyla beraber geride bıraktığımız mübarek günün hepinizce güzel geçmiş olmasını umarak selamlarımı iletiyorum.
Efendim, son bir hafta biraz yoğun geçti, uzun zamandır yazma konusunda bu kadar ara verdiğimi hatırlamıyorum, evvela affola demek istiyorum onun için. Geride bıraktığımız hafta içinde, ne yazıp göndereceğimi düşündüm. Hani “Nigar Torunoğlu” isimli gönül dostu yazısının başında belirtmiş ya, nasip diye. İki gün öncesinden ne göndereceğimi kararlaştırmıştım aslında, ama işte nasip, şimdiye oluyor.
Abdulkadir Geylani Hz.lerinin Fütûhu’l Ğayb isimli kitabından kısa bir makale paylaşacaktım. Okuyunca çok heyecanlanmış, "paylaşmalıyım" demiştim. Bilgisayarın başına geçtim, yazıyı yazdım. Bitirdikten sonra, göndermeden önce, sabah baktığımda hiç bir şey bulamayıp da gönlümün burkulduğu siteye bir daha bakayım dedim. Maşallah beş-altı civarında yazı gelmişti. Hepsini okudum. Hayret ettiğim şey ise, gönderdiğim yazı, son gelenlerin bir parçası gibiymiş...
Hayat ve Ölüm Hakkında
Bir gün darlandım ve içimde nefsim kıpırdandı. Bana; “Ne istiyorsun?” denildi. “Peşi sıra hayat olmayan bir ölüm ve peşi sıra ölüm olmayan bir hayat istiyorum.”, dedim. “Ardı sıra hayat olmayan ölüm ile, ardı sıra ölüm olmayan hayat nedir?” denildi.
“Ardı sıra hayat olmayan ölüm, benim kendi cinsimden olan mahlukatın, fayda veya zarar verme güçlerinin olmadığını görmem; nefsim, şehvetlerim, arzu ve isteklerimden, dünya ve ahiretteki amellerimden kurtulmamdır.
Ardı sıra ölüm olmayan hayat ise, Rabbimin fiillerinde yaşamamdır.” dedim. Bu, bütün hayatım boyunca istediğim en enfes ve eşsiz isteğimdi.
Efendim, en güzel saygıları sunarken; Allah, güzel Allah, büyük Allah, Rahman Allah, Rahim Allah, koruyucumuz Allah, velimiz Allah, hepimizden razı olsun. Yolu’na iletsin ve/veya o yolda muhafaza etsin.