Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Nermin Yılmaz Hanım’dan aldığımız sunum
Gönderen : Nermin Yılmaz
Tarih : 5/21/2010 2:08:02 PM


 


Gönül Sohbetleri - Cilt III                                                                           Sabri Tandoğan


 


 


Ahlâk Güzelliği


 


 


Çalışma masamın üzerindeki hat san’atının en güzel örnek­lerinden biri olan, Peygamber Efendimiz’in “Güzellerin güzeli, güzel ahlâktır” mealindeki hadis-i şerifini okumaya doyamam. Yıllardır beni ürpertir. Her okuyuşta ayrı bir heyecan duyarım. İçimin yıkandığını hissederim. İmânın kemâli güzel ahlâktır. İn­sanı insan yapan, insanı hazret-i insan durumuna getiren güzel ahlâkı değil midir? İnsanı o yüce makamdan çıkarıp, dünya ve âhiret musibetlerine uğratan da, içini kötü huylarla kirletmesin­den başka nedir? İlâhi ahlâkla güzelleşen bir insanla beraber olmak, onunla sohbet etmek, onu örnek almak bizi de mutlu eder, huzurlu eder, içimizi arıtır, tertemiz yapar. İnsan yaratılış bakımından kâinattaki varlıkların en güzeli, en şereflisidir. İn­sanoğlu bu kıymetini ancak, kulluğunun bilincine varmak ve onun gereklerini yapmakla koruyabilir. İnsan, ilâhi güzelliklerin toplamı halinde cihana geliyor. Hayat imtihanına tabi tutuluyor. İyiliğe de, kötülüğü de müsait bir hürriyet içinde kendini buluyor. Tıpkı bir pusula gibi insan. İradesinin ibresi iyilik ve kötülük ku­tuplarından hangisine dönerse, ona göre bir hüviyet ve kişilik kazanıyor. Âlemde akıllara sığmayan öyle ince bir düzen var ki, yapılan incir çekirdeği kadar bir iyilik ve kötülük, güzellik ve çirkinlik karşılığını buluyor. Buradaki ince bir nüansa dikkatinizi çekerim. Bizler o iyiliğin ya da kötülüğün derhal karşılığını bul­masını istiyoruz. Acele ediyoruz. Onun için de hata ediyoruz. Oysa zaman kavramı bize göre farklı, Allah’a göre farklı. Her şeyin bir zamanı, kendine göre bir nizamı var. Çok ince iplikler halinde, binlerce, onbinlerce, bazen milyonlarca nedenden olu­şuyor minicik bir olay. Zekâmız, kültürümüz, deneyimlerimiz, on­ların izahına yetmeyince tesadüf deyip çıkıyoruz işin içinden. Evet bir tesadüf var. O da lügatlerdeki tesadüf kelimesi. İşte o kadar. Ne olur, şu çok bilmişliğimizi, akl-ı evvelliğimizi bıraksak da, edeple, hayâ ile, saygı ile başımızı öne eğip sabır, kanaat, teslimiyet elbisesini bir giyebilsek, olaylara hayretle, hayranlıkla, önyargılardan uzak bakabilsek, birçok sırlar ayan beyan gönlü­müze aşikâr olurdu. Fâni nimetler karşısında bâki lezzetleri unutmazdık. Ancak, nefsini temiz tutan kimseler mesut ve bah­tiyar olmaya, huzur içinde yaşamaya lâyık oluyorlar. Mü’minlerin imanca en üstünü, ahlâkça en güzel olanıdır.


        


 


                                                    20 05 2010


 


         Çok Değerli Büyüğüm;


 


 Yazınızı okuyunca ; her zaman olduğu gibi içim huzurla doldu, çok mutlu oldum.Tüm site mensubu kardeşlerimle birlikte bu yazınızdan alacağımız çok büyük güzellikler olacağını düşünüyorum. Saygılarımla o güzel ellerinizden öpüyorum.


 


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]