Aziz Büyüğümüz ve Çok Değerli Dostlar,
Büyük güzelliklerle karşılaşmanızı dileyerek sizleri selamlamak ve merhaba demek istiyorum bu sabah…
Efendim, Sayın Büyüğümüzün site için yeni yazı bölümünü hazırlarken öncelikle insana yaklaşım kavramını işlediğini okuyunca onun yıllarca evvel bir tv sohbetinde toplumda kötü diye dışlanan bazı kimseleri topraktaki bir tohuma benzetişini ve “Bir tohumun filizlenip içindeki güzellikleri ortaya çıkarabilmesi için buna müsait bir ortamın sağlanmış olması gerekir. Aksi halde o tohum asla yeşermez.” diye anlatışını hatırladım. Yıllar içinde bu söz üzerinde hep düşünmüştüm. Gözlemlediğim bazı örnekler bu sözü bizzat da doğrulamama neden oldu. Her insan Allah’ın muhteşem bir eseriydi. Cenab-ı Hak, onun yaradılışını dilemiş, bu süreçle bizzat meşgul olmuş, ruhî ve bedenî bütün özelliklerini inceden inceye tasarlamış ve nihayet ona –hiçbirinin ihtişamı diğerine benzemeyen sonsuz sayıdaki kar taneleri gibi- diğer hiçbir eserine katmadığı gizli bir hassayı da ekleyerek nihai şeklini vermişti. O halde bütün bunlardan bir muradı olmalıydı ve o murad her ne ise o muhakkak tecelli edecekti. Bütün mesele o her insanda saklı olan gizli hassayı sezebilmek, çözebilmek ve gün yüzüne çıkarabilmekti.
Bunları düşününce ister istemez Yunus’u hatırladım. Ne güzel anlamış ve anlatmıştı meseleyi:
“Nazar eyle ileri
Pazar eyle götürü
Yaradılanı hoş gör
Yaradandan ötürü”
Efendim, sözü bugünlük burada bırakarak başladığımız bu güzel cuma gününü gerçek manasıyla yaşayabilmek, onun güzelliklerinden istifade edebilmek, ettirebilmek ve bütün insanlığı en güzel duygularla selamlayabilmek niyazı ile en içten selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum sizlere.
Hayırlı günler.
Çiğdem Seçkin Gürel
Gönül Kazanmak (4)
Kötü insan yoktur. İçindeki güzellikleri, iyilikleri, erdemleri ortaya, gün ışığına çıkaramamış insan vardır. İçindeki güzellikler, değerler, meziyetler gizli, saklı, örtülü kalmış insanlar vardır. Bir insana yapılacak en büyük yardım, onun içindeki Nur-u Muhammedi’nin ortaya çıkması için gereken ortamı hazırlamaktır. Her doğan çocuk İslam fıtratı üzeredir. İyiye, güzele, doğruya açıktır. Müsait ortam bulamazsa, içindeki hazine ortaya çıkamaz. Kamil insan, şükür ve sabırda kendi kendisiyle yarışan, kimseyi kırmayan ve incitmeyen, ama kimseden de kırılmayan ve incinmeyen insandır.
İnsan mana ve güzellik yolunda ilerledikçe, olumsuz düşünceler kendiliğinden azalır, yüklerden kurtulur, bütün kainatla bir ve beraber olur. Mana yolunda ilerlerken, sohbet, son derece önemli bir eğitim yoludur. Sohbetle insanın içindeki gizli güzellikler, birer birer gün ışığına çıkmaya başlar.
Gerçek sohbette kâl’den hâl’e geçilir, şekilden öze inilir. İlkbaharda, müsait şartlarda kupkuru dallardan o inanılmaz güzellikte bahar çiçeklerinin açması gibi, sohbet de, insan gönüllerinden nice yedi veren güllerin zuhuruna neden olur. Sohbetle kapılar açılır, düğümler çözülür. Ukdeler yok olur. İnsanı yıllarca rahatsız eden, tedirgin eden durumlar, fikri sabitler, ön yargılar bazen bir hak sohbeti sonunda yerlerini cıvıl cıvıl bir ruh haline bırakır. Neş’e, huzur ve mutluluk sarar insanın dört yanını… Sohbet sırasında bazen bir kelime, bir bakış, bir tebessüm, bir ses tonu, bir sükut alır götürür insanı güzellikler alemine… Ve bilincine varır ki, insan için tek dost Allah’tır. Allah ile beraber olanın başka neye ihtiyacı olur ki… Bir kimse Allah ile beraber olursa, Allah da onunla olur. Allah dostları için korku ve hüzün yoktur. Tevbe isyandan Hakk’a dönüştür. Kalbinizi Allah sevgisiyle doldurunuz. Hak’la ünsiyeti olan garip olur mu?
- Allah’ım dedim, ne zaman şükreden bir kul olabilirim?
- Ne zaman ki kendinden fazla nimet verilmiş kimse görmezsen…
Yüzünü yalnız Allah’a döndür. Hakiki kıble odur. Kendinden kurtulduğun zaman O’nu bulursun.
…
SABRİ TANDOĞAN