Sevgili Büyüğüm,
Güzel bulduğum bir yazıyı daha sizlerle paylaşmak istedim.
Hürmet, sevgi ve dua ile
...
“Veren el alan elden üstündür, sadaka ömrü uzatır,
belalara karşı kurban keserek kurtulmak, büyük bir beladan kurtulmak için veya
kurtulduktan sonra kurban kesmek.”
Bunların hepsi, ayet ve hadislerin, tarih süzgecinden geçerken bizde
bıraktığı alışkanlıklardır. İslam mayası ile mayalanan medeniyetimiz “paylaşmayı”
bir yaşam biçimi haline getirdi.
Yaşadığımız yüzyıl batı medeniyetinin “bencil” yaklaşımının
hakim olduğu bir dönemdir. Paylaşmayı değil, biriktirmeyi
tavsiye eden bir medeniyet. Ne kadar çok biriktirirsen o kadar çok mutlu
olacağını empoze eden bir medeniyet. Elindeki imkanlarla başkalarını da mutlu
etmek yerine, sürekli daha yenisi alarak tüketmeyi reklam eden
bir medeniyet.
* * * * * * *
Social Psychological and Personality Science dergisinden, Kurt Gray’ın
yaptığı bir araştırma sonucunu okuyunca, tebessüm ettim sadece. Bizim
medeniyetimiz ve kültürümüz içerisinde malum olanın, bir
araştırmacı tarafından ispat edilmiş olduğunu görmenin
tebessümü oluştu yüzümde.
Yaşadığımız dünya çeşitli tehlikeleri ve zorlukları içinde barındırıyor.
Böylesi bir dünyayla baş edebilmek için direnç, sabır ve
irade sahibi olmak gibi kişilik özellikleri çok önem kazanıyor. Bu
özelliklere sahip bir çocuk yetiştirmeyi kim istemez ki?
Harvard Üniversitesi’nde yeni yapılan bir araştırma “ahlaki
davranışların” bu özellikleri kazandırdığını ortaya koyuyor.
Social Psychological and Personality Science Dergisi’nde yayınlanan
araştırmaya göre bir kişinin bir başkasına iyilik yapması,
hatta kendini bir başkasına yardım ederken hayal etmesi;
kişiyi zorluklara karşı daha dayanıklı kılıyor ve fiziki
açıdan kişiyi daha güçlü hale getiriyor.
Gray araştırmasında iki deney planlamış. İlk deneyde katılımcılara bir dolar
verilmiş ve bu parayı ya kendilerine saklayabilecekleri ya da bir hayır
kurumuna bağışlayabilecekleri söylenmiş. Ondan sonra bu kişilerin 5 librelik
(yaklaşık 2,5 kilo) bir ağırlığı tutabildikleri kadar uzun süre tutmaları
istenmiş. Kendilerine verilen parayı bir hayır kurumuna bağışlamayı tercih
edenler bu ağırlığı ortalamadan 10 sn. daha uzun süre tutabilmişler.
Diğer deney ise hayal etmeye dayalı olarak planlanmış. Bu deneyde katılımcılara
kendileriyle ilgili hayali bir hikaye yazmaları istenmiş. Bu hikayede
kendilerini ya bir başkasına yardım ederken, ya zarar verirken ya da herhangi
bir etkide bulunmazken düşünmeleri istenmiş. Önceki deneyde olduğu gibi,
kendilerini bir başkasına yardım ederken hayal edenlerin güce ve dayanıklılığa
dayalı eylemlerde diğerlerine oranla daha başarılı oldukları bulunmuş.
Araştırmayı gerçekleştiren Kurt Gray, bunu ahlaki anlamda “kendini
gerçekleştiren kehanet” olarak isimlendiriyor. Yani kişi iyilik yaptığını
düşünür ve kendini öyle hayal ederse kendisini daha güçlü olarak algılamaya
başlıyor.
Diyetten, depresyona kadar pek çok sorunun üstesinden gelmede bunun etkili bir
yol olabileceğini söyleyen Gray: “Belki de işe gittiğinizde, dayanılmaz bir
yiyeceğe karşı koymanın en iyi yolu o sabah bir başkasına sadaka
vermektir” diyor.
Bu yöntemin anksiyete ve depresyon için de önerilebileceğini belirten Kurt
Gray: “Başkalarına yardım etmek kendi yaşamının kontrolünü yeniden ele
almanın en iyi yolu olabilir” diyerek depresyon ve anksiyetenin tedavisine
ilişkin çarpıcı bir açılım getiriyor.
* * * * * * *
“Veren el, alan elden üstündür” diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Aldıkça,
biriktirdikçe değil, verdikçe, paylaştıkça daha çok mutlu olacağımızı yıllar
önce müjdelemiş.
İmkanı olanlar, belalardan korunmak için, Kurban bayramı dışında da, “korunma
kurbanı” kesebilirler. Sigorta primleri ödendiği halde, özel sigorta
yaptırmak gibi bir şey yapmış olurlar.
Mutlu olmak için mutlu edin.
Sevilmek için sevin.
Daha çok kazanmak için kazandıklarınızdan verin.
Tüm bunlar, sizi manevi olarak güçlendirecektir.
Manevi gücün maddi güçten üstün olduğu anlamayan batı, maddi gücüne rağmen
manevi çöküntü yaşıyor.
Morali bozuk (manevi olarak çökmüş) bir futbolcu, kaslarına / antrenmanlarına
rağmen iyi oynayamaz.
Kaslarınızdaki güce değil, kalbinizdeki güce güvenin.
Kalbinizi almak / biriktirmek değil, vermek / paylaşmak
güçlendirir.
Veren elin bağlı olduğu kalp, biriktiren elin sahip olduğu kalpten daha
güçlüdür.
Kalbinizi ve ruhunuzu güçlendirin.
Sait ÇAMLICA
Eğitimci – Yazar