Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 6/4/2010 8:12:11 AM


 


Aziz Büyüğümüz, Çok Değerli Gönül Dostlarımız,


 


İnşallah başlayacak Cuma gününün bizler için büyük güzellikleri de beraberinde getiriyor olması niyazı, sevgi ve saygıların en içten geleni ile sizleri selamlıyorum.


 


Efendim, bugün de Sayın Büyüğümüzün “Gönül Kazanmak” başlıklı  makalesine devam etmeye hazırlanırken daha önce sunmaya çalıştığımız makale bölümlerinin bu konuda olduğundan fazla olmadığı dikkatimizi çekti. Bu da gönül kazanabilmenin ne kadar önemli olduğuna bir işaret olsa gerekti. Yunus, “Yüz Kabe ziyaretinden yeğrektir, bir gönül ziyareti.” derken de bu gerçeğe işaret etmiyor muydu? Yüce Rabbimiz ise muhteşem bir Kudsi Hadis’le sesleniyor: “Yere, göğe Sığmadım, ama Mü’min bir kulumun kalbine Sığdım” buyurarak  insanı ürpertiyor ve Yunus’un sözünü söylerken dayandığı büyük hakikati ortaya koyuyordu....


 


Efendim, makaleye geçmeden evvel Sayın Büyüğümüzün de çok sevdiği bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinizi en içten duygularla bir kez daha selamlıyor, hayırlarla, esenliklerle, sevgi ve saygı dolu, güzel dostlar ve dostluklarla geçecek zamanlar diliyorum...


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


SÖYLE SEVDA İÇİNDE TÜRKÜMÜZÜ


 


Söyle sevda içinde türkümüzü


Aç bembeyaz bir yelken


Neden herkes güzel olmaz


Yaşamak bu kadar güzelken?


 


İnsan dallarla, bulutlarla bir,


Aynı maviliklerden geçmiştir.


İnsan nasıl ölebilir,


Yaşamak bu kadar güzelken?


 


Fazıl Hüsnü DAĞLARCA


 


Gönül Kazanmak (6)


Varlık bin bir sırla dolu. Akıl ve gönül, bu sırları çözmek için verilmiş... Yaradılışın, varoluşun bir mânâsı olsa gerek. İnsanın asıl ödevi, bu mânâyı araştırmak ve bulmak.


Her an yeni bir güzellik içindeyiz. Değişim içindeyiz. İnsan, gözdür. Gerisi etten, deriden başka bir şey değil. Gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır insanın. Göz, dostu görüyorsa ona göz denir. İnsan hem kendisini, hem kâinatı anlamaya çalışan bir varlıktır. Yunus, “Bu gözümden gören nedir?” diye sorar. Gören göz değil, düşüncedir. Kur’an-ı Kerim’i düşünmek Kur’an’a en büyük hizmettir.


Kur’an-ı Kerim anlaşılmak için indirilmiştir. Düşüncenin en büyük davetçisidir. Onu her gün yeniden anlamak, her yeni olayda Ona dönmek zorundayız. Kur’an bütün uygarlıkların anahtarıdır. Onu anlamadan hayatı, toplumu, insanı anlamak imkansızdır. İnsanı anlamadan mutlu ve huzurlu olunamaz. İnsanın ve kâinatın sırlarını ifşa eden kitap olarak Kur’an bütün insanlık için son derece önemlidir; yerine hiçbir şeyin geçemeyeceği bir kitaptır.


İnsanın ufku yine insandır. Başkalarını kötüleyen kendini unutur. Beş yaşında bir çocukla bile konuşsak ondan bir şeyler öğrenmeye çalışalım. “Söyleyene bakma, söyletene bak!” sözü, ne kadar anlamlıdır. Hiçbir açıklama, yorum bizzat eser kadar etkili, öğretici, ufuk açıcı olamaz. Bir eser üzerine yazılmış on eser okuyacağımıza, o eseri birkaç kere, dura dura, sindire sindire okumak daha faydalıdır.


Allah bir kimsenin ayıbını yüzüne vurmak isterse, ona, başkalarının ayıbını söyletir. Allah’ın her kulunda bir meziyet tecelli etmiştir. Onu görmeye çalışsak gıybete zaman kalmaz. Bugün insanlar başkalarıyla didişirken kendilerini unutuyorlar. Her düğümü çözdüklerini sanıyor, kendilerine yabancı kalıyorlar. Ne acı… Biz bir aynayız. Her bakan kendini görüyor. İnsan, gözbebeği demektir. Her şeyin tohumu, kendi meyvesidir.


En büyük iş, bir insan kalbini kazanabilmektir. Yunus, “Hepisinden iyisi bir gönüle girmektir” der.


 


Ne mutlu gönüller kazanan o güzel insanlara...


 


SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]