Efendim,
Oncelikle size ve butun gonul dostlarima hayirli cumalar diliyorum,
Yavaş yavaş gün doğuyor yüksek binaların ardından... Önümde uzanan minik körfezde , suların üzerinde gri gölgeler yavas yavas turuncuya dönüyor... Yine yeni bir gün daha bizim için... Uzun bir gecenin ardından.
Geceler yazın gittikçe kısalır aslında, bana neden böyle uzun geldi ki bu gece? Aslında geceler sessizlik, geceler huzur ve sükun, kendinle başbaşa kalmaya , düşünmeye, teffeküre imkan. Seviyorum bu kendimle kaldığım saatleri . Günün yoğun temposunu bir yana bırakıyor , bütün kaygıları , uğraşları askıya alıyor huzuru yaşıyorum doyasıya... Kendimle hesaplaştığım, derinlere daldığım, Rabbimi, yaşamı, muhteşemliğini, gizlerini düşündüğüm , okuduğum, yazdığım, sevindiğim , hüzünlendiğim, kimi zaman dudaklarımda bir gülümseme , kimi zaman gözpınarlarımda yaşlar , inci dakikalarını yaşadığım anlar bunlar...
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte renklerine bürünürken yeryüzü tefekkür ve şükür zamanıdır artık...
Muhteşem güzel bir dünyada , inanılmaz nimetler içinde yaşıyoruz her anı binlerce altın değerindeki zamanı. Bize verilmiş bir armağan bu.. Aldığımız her nefes doğru dürüst insan olma yolunda bir fırsat daha... Yeni bir başlangıç yaşama..
Tabiki olumluların yanında olumsuz da milyonlarca faktör var bizi gel gitlere sürükleyen. Her an mutlu , ya da her an mutsuz olabilir miyiz ? Mümkünmü hep başarmak ? Hep istediğimiz gibi sonuçlanır mı olaylar ? İşte imtihanın sırrı da burada... Her ne nasıl tecelli etmiş olursa olsun var bir hikmeti diyebilmekte . Üzülmeyecegiz ,istediğimiz bir şey olmuyorsa ya daha iyisi olacağı için ya da gerçekten de olmaması gerektiği için olmuyordur .
Her şey bizde gizli aslında . Her olayda önce dönüp kendimize bakacağız , hayatımızı , davranışlarımızı , kararlarımızı incleyeceğiz. Mutlaka bir bağlantı bir sebep bulacağız yaşananlarla... Eğer gerçekten bizden kaynaklanmıyorsa yaşadıklarımız, haksızlığa uğramışsak o zaman da bu hayat yolunda, olgunlaşma yolunda bir tecrübedir yaşanan ve yaşanması gereken... Yanlışı yapan biz olamayalım yeter kı... Rabbimin huzurunda amellerimizde senin rızan var Allahım diyebilelim. Bundan daha ötesi var mıdır ? Rabbim razı ise bizden ,kim ne yapmış , ne düşünmüş olursa olsun ne önemi var ki?
Sevgili peygamberimiz diyor ki: Müminler rüzgarın her zaman dalgalandırdığı başaklı ekinler gibidirler, dünya hayatında durmadan zorluklar , musibetler ve sıkıntılarla karşılaşırlar.Eğilir bükülür ama sonunda dimdik ayakta dururlar. İnanmayanlar ise hiç bir rüzgarın sallayamadığı , sarsılmaz gibi görünen badem ağaçları gibidirler ki sonunda bir anda devriliverirler.
Kötü günler de iyi günler de insanlar içindir değil mi? Hayatta insanın başına herşey gelebiliyor ,Ancak sabır etmeden hiç kimse insan olma yolunda ilerleyemiyor. Eline pek çok imkan geçip de hırs ve tamaha kapılmadan sabredebilen kazanır. Karşılaşılan felaketlere sabrederek, telaş etmeden direnebilmek, Allah’tan başkasına şikayette bulunmamak başarının ilk anahtarı değil midir? Sabırsız insan sürekli sıkıntı içinde kalır . Zorluklara dayanma gücü olmadığından her şey kendi istediği şekile olsun ister , bunun için sürekli israr eder . Bu da mümkün olamıyacağından sürekli hayal kırıklıkları yaşar.
Dünyada değişmeyen hiçbir şey yok . Zamanın kanatları kederleri uçuruyor. Sabreden ve Rabbinin razı olduğu şekilde davranan mutlaka feraha kavuşuyor. Bir bakalım etrafımıza.. İlmiyle , cesareti ile , olgunluğu ile insanlığa hizmet eden bütün büyük adamlar en çetin sabır imtihanlarından geçmişlerdir.
Hayat yolunda yapabileceğimizin en iyisi ile yürümeye devam edelim yeterki...
İşte artık yeryüzü muhteşem bir renk cümbüşü altında... kıpır kıpr deniz, sımsıcacık güneş, bembeyaz martılar ,yemyeşil çimenler.... Hangi ressam paletinden yansıyabilir ki bu denli canlı renkler...
Rabbim bize verdiğin bu inanılmaz güzel dünyayı değiştiren kirleten de biz insanlarız, renkleri solduran da... Bütün dengeleri alt üst edip sonra nasıl kurtarırız diye kara kara düşünen de biziz , sıcaktan soguktan şikayet eden de....Hoyratca , umursamazca tüketen de biziz sonra yokluktan yakınan da....Acımasızca hayvanatı ve en acısı insanlığı katleden de biziz oturup ardından ağıtlar yakan da... Affet bizleri.. Rabbim Sen insani en güzel şekilde (Ahsen-i Takvin) yarattın . Bir hatamız ile aşağıların aşağısına düşmekten koru bizi..
Bu maneviyat dolu Cuma gününde sana dualar ediyorum kabul eyle ,,,
Ya Nafi!
Yokken var edisin bana öyle bir fayda ki
Kömürü elmasa çeviren simya gibi
Vicdanima sakladigin sir öyle bir cevher ki
Adem’in(as) pismanligini açik eden dua gibi
Kalbime koydugun muhabbet öyle degerli ki
Ibrahim’e(as) atesi serin eyleyen sir gibi
Bana bahsettigin hayat öyle bir Kevser ki
Isa’nin(as) ölüleri dirilten dokunusu gibi
Tenime verdigin afiyet öyle bir merhem ki
Eyyub’un(as) yaralarini iyilestiren deva gibi
Gözlerime degen nazarin öyle bir isik ki
Yunus’u(as) üç karanliktan çikaran nur gibi
Yüzüme tebessümü koyan yaradisin öyle güzel ki
Yusuf’u(as) yüzüne tutulan ayna gibi
Bana vaat ettigin cennet öyle bir müjde ki
Muhammed’in( asv) canlar oksayan tebessümü gibi
Her hayr senin elindendir katinda hayra eristir beni
Her menfaat senin takdirindedir rahmetinden menfaatlendir beni
Her fayda senin izninle gelir lütfundan faydalandir beni
Sensiz benden bana çare yok bana iyiligin gerek
Sensiz kimseden kimseye fayda yok bana kalbi selim gerek
Ya Mukaddim!
Sen her seyi varligindan önce taktir edersin
Sen her isin basini ortasini ve sonunu bilirsin
Ben sevdiklerimi sen var ettikten sonra sevdim
Sen ise sevdiklerini benden önce sevdin ve sevdigin için var ettin
Ben kendimi sen var ettikten sonra bildim
Sen ise beni var olmamdan önce bilirdin
Ugradigim her yerde zaten sen vardin
Tanidigim her yeni alemi basindan beri tanirdin
Kalbimin ilk atisindan önce bana yar idin
Ben kendimi sevmeye geç kaldim
Mukaddim sensin diledigini diledigine üstün kilarsin
Sensin mukaddim diledigini öne alir diledigini sona birakirsin
Önce yaptiklarimi sonra yapacaklarimi bagisla
Baska ilah yok ancak sensin Allah(cc)
AMIN
SEVGI VE DUA ILE RABBIME EMANET OLUN
Ozden