Sayın Özgür Seyhan,
17.11.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, şu kısacık dünya hayatında her an bir güzelliği yaşayanlardan, bir cemali seyredenlerden olalım. Kenan Rıfai, “Sen seyrancısın, seyranına bak” derdi. Hepimiz, tek istisna olmadan hepimiz, bir sınav içindeyiz. Yapılacak tek şey var: Bu sınav içinde başarılı olabilmenin yollarını aramak ve o yolda elimizden geldiği, gücümüzün yettiği kadar yürümeye çalışmak. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, artık bizlere şu şunu yapmış, bu bunu demişle geçirilecek vaktimiz yok. Dargınlıklarla, küskünlüklerle, kırgınlıklarla oyalanmak gibi bir lükse sahip değiliz. Tek düşüncemiz her gün, her saat daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele gitmek olmalı. Ne kadar bunlara zaman ayırırsak, şu şunu dememeliydi, bu bunu yapmamalıyla oyalanırsak hayatta o kadar geriye gider, dünyamızı da ahiretimizi de berbad etmiş oluruz. Bizim görevimiz sevmek, bağışlamak, yardımcı olmak, gönlümüzü temizlemek. Gerisi hikaye. Size hayat yolunda güzel çalışmalar diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Seyr-i sülukta giderken... Yazan Özgür Seyhan
Cvp: Seyr-i sülukta giderken... Yazan Sabri Tandoğan