Sayın “Dorya”,
16.6.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, mektubundan anladığıma göre sen ihtiras sahibi bir insansın. Şunu iyi bil ki bütün ihtirasların kökeni nefstir. Ne lüzum var yavrum en iyi olmaya? İşini efendice yap, vaktinde gel, vaktinde git, çevrene karşı saygılı ol, kimseyle yarışma. Çevrendeki kimse seni ihtirasları olan bir kimse olarak tanımasın. Ben, Danıştay’a girdiğim ilk günden itibaren vaktinde geldim, vaktinde çıktım. Değil büyüklerime, odacılarıma karşı, sekreterlerime karşı bile son derece saygılı davrandım. Herkese, istisnasız herkese sevgi ve saygı duydum. Lütfen bu en iyi olmak, en önde olmak hastalığından vazgeç. Sadece sevgi dolu, saygı dolu, edep, incelik dolu, zarif bir insan ol. Bu sana yeter. O zaman göreceksin ki çevrendeki herkes seni sevecek, sana saygı duyacak, seni el üstünde tutacak. Sen de o zaman varoluşun çılgın güzelliğini duyacaksın. Sevmek devam eden en güzel huyum diyeceksin. Seviyorum, seviliyorum, dünya ne muhteşem diyeceksin...
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sevgi, saygı ve hoşgörü bizi dünya ve ahiret cennetine götüren en güzel bas Yazan "Dorya"
Cvp: Sevgi, saygı ve hoşgörü bizi dünya ve ahiret cennetine götüren en güzel bas Yazan Sabri Tandoğan