GÖNÜL SOHBETLERİ CİLT 2 KONU: Hikmet, Sayfa79
Hasta iken içtiğimiz arı duru, tertemiz bir bardak su, nasıl bize tatsız, tuzsuz, zift gibi, zehir gibi gelirse, öfke, kin, garaz, haset, nifak, kıskançlıkla, şükürsüzlük, sabırsızlık, kanâatsizlikle dolu olduğumuzda karşımızdaki nur gibi, tertemiz, ışık dolu insanları da, baktığımız gibi görürüz. Niyazi-i Mısrî ne güzel söylemiş. Halk içre bir ayineyim herkes bakar bir an görür Her ne görür kendi özün, ger yahşi ger yaman görür Şeytan Âdeme baktı baktı da çamurdan başka bir şey görmedi. Ben ateştenim; Âdem balçıktan dedi. Asıl körlük hırstan, benlikten, nefsaniyetten doğan körlüktür. İnsana nefis, ego penceresinden bakmak öldürücü bir zehirdir. Yusuf’a kardeşleri hasetle, kıskançlıkla, hışımla baktılar da onu kurt gibi gördüler. Oysa Yusuf, gül yaprağının üstündeki yağmur tanesi gibi tertemiz, güzeller güzeli bir insandı... Mânâya ermeyen insan, er değil, surettir, bunları ekmek ve şehvet öldürmüştür. Mü’min, Allah’ın nuru ile görür. Allah’ın nûru gökleri bile delip geçer. Boşuna dolaşıp durma. Rabbani bir göz ara da, yetişmeye çalış. Allah’ın nuru ile görenler, nefsin, cehlin perdelerini yırtmışlardır. Onlar, önden de, sondan da haberdardırlar. Bütün varlıkları Hak’kın nûru ile görürler. Gördüklerini ehil olmayandan gizlerler. Çünkü Hak sırlarını açmak helâl değildir. Kim daha çok sonu görürse, o daha mesuttur. Bu dünya, mahşere hazırlanmak ve ektiğini biçmek için bir sınavlar dünyasıdır. İşin daha başından sonunu gör ki, din günü pişman olmayasın. Zarardan kurtulmak istiyorsan işin önüne bakma, sonuna bak. Kimsenin sonunu görmeden ona mutludur, başarılıdır deme. Nice kimseler vardır ki, gözü uyanık ama, gönlü uyur. Gönül, Allah’ın nazar kıldığı bir aynadır. O ayna arınmış, temizlenmiş ise, mânâ âleminden pek çok gerçekler ona yansır. Gönül gözü kime gözcü olursa, onun gözü, iç ve dış âlemi apaçık görür. Gönlü uyanık olan kimsenin baş gözü uyusa bile, kalbinde yüzlerce göz açılır. Önemli olanı, hem nakışı, hem nakkaşı aynı anda görebilmektir. Sebepleri delip geçecek, perdeleri kökünden söküp atacak bir göz gerek. Müsebbibi apaçık gören, cihanın sebeplerine gönül verir mi hiç? Kemâle eren göz aslı görür. Sebeplerin de başka sebepleri vardır. Sebebe bakma, O’na bak. Söyleyene bakma, söyletene bak. Kâinat bir sebepler zinciridir ki, her halkanın sonu Allah’a varır. Yunus “Ol göz ki seni gördü, ol neye nazar etsin” der. Hak’ka hâl ile erilebilir. Bu ancak Muhammedî ahlâkla mümkün olur. Sevgi, saygı, edep, incelik, zarafet, şefkat, merhamet, sabır, şükür ve kanâatle hayvanî hislerden, benlikten, kibir, gurur ve nefsanilikten kurtuluruz. Allah’a yavaş yavaş yaklaşmanın zevki ve heyecanı bütün varlığımızı kaplar.
SABRİ TANDOĞAN
Çok Değerli Büyüğüm; başta sizin olmak üzere tüm site mensubu gönül dostu kardeşlerimin kandillerinin mübarek olmasını diliyorum. Sağlıkla huzurla nice kandillere hep birlikte ulaşmak, güzellikleri paylaşmak ve Yüce Rabbimden bir an bile ayrı kalmamak,ne kadar güzel! Allahım hepimize nasip eder inşallah...
Sonsuz sevgi ve en derin saygılarımla, ellerinizden öpüyorum.