Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Herşeyin hayırlısı
Gönderen : İlknur
Tarih : 7/11/2010 8:46:07 AM


 


Canım Sabri amcacım; Sizden ayrılalı birbuçuk saat oluyor; yarın İstanbul'dan ayrılacak olmanıza üzülüyorum! Yanınızda nasıl güzel vakit geçirdim! Bilseniz yanınızda bana hissettirdiklerinizi! Siz ne güzel ama ne güzel bir insansınız! Allah sizi korusun, sizi çok ama çok seviyorum! Bayram Bey'in açtığı o muhteşem, insanın içinde çalıyormuşcasına insanı heyecanlandırıp duyguların yoğunluğuyla gözlerimden yaşlar süzülmesine sebep olan o güzel müziklerin eşliğinde, birbiri ardına okuduğunuz şiirlerle içimdekileri iyice coşturup beni ağlattınız! Biraz daha okumaya devam etseniz hüngür hüngür ağlayacaktım karşınızda oturup o anlarda fazlasıyla içlendiğim için! O anlarda gözlerinize bakmak bile zorlaşıyordu benim için! Sanki o çalan nameler içimde çalıyordu, okuduğunuz şiirlerin sözleri içimde söyleniyordu! Tüm vücüdum ürperiyordu! Bu duygu yoğunluğunun dışavurumu da gözlerimden akan yaşlarla oldu karşınızda! Bana hissettirdikleriniz için Allah sizden razı olsun! Sizi çok ama çok seviyorum. Allah'a emanet olun. Sevgi ve saygıların en içten geleniyle ellerinizden ve yanaklarınızdan çok çok öpüyorum canım Sabri amcacım...


***  




Merhaba Sabri amcacım;


sizden ayrılalı, sizi Ankara'ya uğurlayalı 4 saat kadar oldu. Siz arabaya binip de uzaklaşırken çok duygulandım; herkesin gözlerine baktım, herkes sizden ayrılmanın üzüntüsü içindeydi. Allah hayırlısıyla Ankara'ya varmanızı, evinize yerleşmenizi nasip etsin inşallah. Siz İstanbul'dan ayrıldığınızdan beri yine şakır şakır bir yağmur başladı, geçen sene de böyle olmuştu hatırlıyorum. Sizden ayrılmanın üzüntüsüyle biraz Fenerbahçe'ye gidip yürüyüş yapayım, deniz kenarında oturayım dedim. Alper'e de merak etmesin beni diye aradım haber verdim ve Fenerbahçe'ye geldim, deniz kenarındaki çay bahçelerinden bir tanesine oturdum. O ana kadar hafif hafif yağıyordu yağmur; oturmamla birlikte birden bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı! Denizi seyrettim üzerindeki yelkenlilerle birlikte çayımı yudumlarken! Yağmur damlaları yağdıkça denizin üzerine, deniz ışıl ışıl parlıyordu sanki! O kadar ama o kadar güzel görünüyordu ki! Sonra kısık bir sesle aşağıdaki şarkıyı mırıldanmaya başladım; sizinle sabah telefonda konuştuğumda heyecandan bir türlü sözlerini hatırlayamadığım şarkıyı mırıldanmaya...


Gurbet içimde bir ok,


Herşey bana yabancı,


Hayat öyle bir han ki,


Acı içinde sancı,


Sevmek korkulu rüya,


Yalnızlık büyük acı,


Hangi kapıyı çalsam,


Karşımda buruk acı...


Hiç takılmadan sözleri söyledim namesiyle birlikte hafif bir ses tonuyla kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde, denize gözlerim dalmış seyrederken! Tabii telefonda sizinle konuşurken, heyecandan sözleri hatırlayamayıp size doğru düzgün şarkıyı söyleyemediğim için içimde gerçekten buruk bir acı oluştu o an! Bir saate yakın yalnız başıma oturduktan sonra baktım Alper'cim arabayla geldi yanıma; çok memnun oldum tabii! Geçti karşıma oturdu. Sohbet ettik; epeyce kulaklarınızı çınlattık! Çok güzel vakit geçirdik. Biraz önce de eve geldik; Alper çok güzel mercimek çorbası yapmış, ondan içtik. Ellerine sağlık! Şimdi de  hafif seste çalan bir Türk Sanat Müziği kanalı açtım ve yağmurun bahçedeki yemyeşil ağaçların, çimlerin, çiçeklerin üzerine yağışını seyrediyorum. Etraf ve hava sanki yağmurla birlikte nasıl aydınlandı; pırıl pırıl oldu her yer; çiçekler canlandı sanki bahçedeki! Radyoda da çok hoş bir şarkı çalıyor;


Ben bal arası gibiydim senden önce,


Bak pervanelere döndüm seni görünce,


Yana yana kül olsam her an,


Yine de senden ayrılamam,


Yoluna adadım ömrümü ben sensiz olamam,


Yana yana kül olsam her an,


Yine de senden ayrılamam,


Bin yıl yaşasam yine sana doyamam;


Bana ellerini ver,


Hayat seni sevince güzel,


Yoluna adadım ömrümü ben gel kaçma güzel,


Bana ellerini ver,


hayat seni sevince güzel,


Sana gönlümü verdim nazlı güzel...


 


Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum güzel Sabri amcacım...


***   



İyi akşamlar Sabri amca;


Fiskos masasında camın kenarında oturuyordum; birden çocuk sesleri duydum; biraz sonra ısrarla kapı zilimiz çalınmaya başladı; çıktım baktım, kimse yok; anladım ki o çocuklar yapıyor; gelip zilimize basıp basıp kaçıyorlar; çıktım cama "çocuklar ne yapıyorsunuz; ne kadar ayıp, yapmayın" dedim güzellikle. 4 tane çocuk, ikisi kız ikisi erkek! Erkekler 4-5 yaşlarında; kızlar 7-8 yaşlarında! Erkek çocuklardan birisi daha doğru düzgün konuşamıyor; bana camdan bakıp "biz yapmıyoruz, başkası yapıyor" dedi. Küçücük şey karşıma geçmiş gözlerime baka baka bana yalan söylüyor. Her neyse; biraz sonra tekrar gelip çaldılar kapıyı ısrarla ve kaçtılar yine; Alper sinirlendi; çıktı dışarıya, sert bir şekilde bağırdı onlara; "Ne yapıyorsunuz siz, çabuk kaybolun burdan, nerde sizin aileleriniz" diye bağırdı; o sırada aileleri sanırım Alperin sesini duydular ki annesi bağırdı ve çağırdı çocukları. Ses yan bloktaki daireden geliyordu, herhalde onlara misafir gelen birileri. Birkaç saat ortalarda görünmedi çocuklar; sonra yine baktım bahçedeler; Alperle ayağı sakat bir martı görmüştük bahçede; bahçede dolaşıp duruyor, uçamıyor; konuşuyorduk bugün Alperle onu veterinere götürelim diye; nasıl götürsek diye konuşuyorduk. Sonra bir baktık ki o çocuklar ellerinde elbise askılığı martıyı ve bahçedeki kedileri kovalıyorlar. Alper çok kızdı, ben de öyle! Bir baktım; bir tanesinin annesi midir nedir, kadının biri onlara öylece bakıyor! Düşündüm nebiçim bir anne, sesini bile çıkarmıyor! Duygusuz, duyarsız, ruhsuz... Alper tam dışarı çıkacaktı ki annesine çocuklarına mukayyet olmalarını söylemek için, o kadın ve çocuklar eve girdiler sanırım, ortalarda görünmüyorlar şu an. Şu an düşünüyorum bu çocuklar hayırlı bir insan olabilirmi diye! Çok kızdım Sabri amca! Aile nasıl aile; hiçbir şey söylemiyor; çocuklar nasıl çocuk öyle; gözüme baka baka küçücük boyuyla daha kelimeleri bile düzgün söyleyemezken karşımda bana "biz çalmıyoruz zili, başkası çalıyor" diyebiliyor. Çocukları ne çok seviyorum, çocuk en temiz varlık benim gözümde; o kadar çocuk sevmeme rağmen biraz evvel Allah'ım dedim, sen bize çocuk vereceksen hayırlı bir evlat ver, böyle çocuk olacaksa hiç çocuğum olmamasını yeğlerim diye geçirdim içimden! Ve de üzüldüm, çok da kızdım o çocukların ailesine içten içe! Gözümün önünde yaşanan bu olayı size de anlatmak istedim. Bütün keyfimi kaçırdı o çocuklar ve de onların duyarsız aileleri.


Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum...


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Herşeyin hayırlısı Yazan İlknur
Cvp: Herşeyin hayırlısı Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]