16 07 2010
GÖNÜL SOHBETLERİ Cilt 6
Sorumluluk Ve İnsan
Sorumluluk duygusu olmayan kimselere nasıl insan denilir? Bunlar nüfus sayımında nasıl insan diye sayılırlar, hâlâ anlamış değilim. Küçüklüğümden beri dikkât ettim. Sorumluluk duygusu olmayan insanlarda, kesinlikle söylüyorum, şahsiyet de teşekkül etmiyor. Evini toplamadan, temizlemeden, yemeğini pişirmeden kendini dışarıya atan bir kadında hiç şahsiyet olabilir mi? Hz. Ömer’i gece sabahlara kadar aç var mı, hasta var mı, ağlayan, inleyen, ıstırap çeken var mı diye sokaklarda dolaştıran, ondaki sorumluluk duygusu değil miydi? Bazı televizyon kanalları Televole’lerle, çeşitli hepinizin bildiği programlarla zehir saçıyorlar. İnsanlarımızı akıl ve ruh hastası yapıyorlar. Bunların yöneticilerinde zerre kadar sorumluluk duygusu olsa, böyle hareket edebilirler mi? Adı profesöre çıkmış birtakım belli kimselerle toplumun ruh ve iman kalelerinde gedikler açarlarken hiç mi vicdanları sızlamıyor? Nakış iğnesinin ucu kadar sorumluluk duygusuna sahip olsalar, bunları yapabilirler mi? Bir toplum ki ailesiyle, okuluyla, müesseseleriyle sorumluluk duygusundan uzak yaşıyorsa, insanın ister istemez dudaklarından bir mısra dökülüyor.
“Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbâlime”
Bir gün seçimi kaybettikten sonra Churchill’e sormuşlar: “Yeni Başbakan hakkında ne düşünüyorsunuz?” Gülmüş. “Bir gün yolda gidiyordum” demiş. “Bir makam arabası durdu. İçinden yeni Başbakanın elbiseleri çıktı.” Ben, sorumluluk duygusu olmayan insanları da ona benzetiyorum
SABRİ TANDOĞAN
Çok Değerli Büyüğüm;İstanbul'da olduğunuz iki hafta içinde yine çok güzel zamanlar yaşattınız bizlere . Vaktin nasıl geçtiğini hiç anlamadım bir saniyeden daha kısaydı sanki.Şimdi ben o anları tekrar tekrar yaşıyorum.O kadar ani oldu ki Ankara'ya döneceğinizi söylemeniz,ben ancak kendime gelip duygularımı yazabiliyorum. Asırlar kadar uzadı hafta sonunun gelişi.Şükürler olsun ki yüce rabbimin izniyle tekrar görüşebileceğiz inşallah.
Sonsuz sevgi ve en derin saygılarımla ellerinizden öpüyorum.