Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 7/27/2010 5:33:26 AM


 



Çok Değerli Büyüğüm ve Sevgili Dostlar,


 


Bu mübarek günün bütün hayırlarının insanlık alemini sarması, barış, esenlik, rahmet, af ve karanlıklardan aydınlığa bir büyük çıkış vesilesi olması niyazı içinde sizleri en içten duygularla selamlıyorum.


 


Ve sözü yine Sayın Büyüğümüze bırakıyorum…


 


Allah’a emanet olunuz.


 


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


Sessizlik Kültürü (4)


İnsanoğlu nazlı bir kuş gibidir. Kanatlarına kin, nefret, çekememezlik, edep ve hayadan mahrumiyet bağlanmışsa olduğu yerde kalır. Yüceliklere ulaşamaz. Hayatta kötü ve çirkin insan yoktur. Çeşitli nedenlerle içindeki iyilik ve güzellikleri ortaya çıkaramamış insan vardır. Mevlana: “Ey kardeş, sen yalnız duyuş ve düşünüşten ibaretsin. Geri kalan sadece et ve kemiktir!” diyor. Her an her insan yeni ve farklıdır. Her an hayat yeniden oluşuyor. Kur’an-ı Kerim’de, “Allah her an yeni bir şe’ndedir” buyruluyor. Yunus, “Her dem taze doğarız bizden kim usanası” der. Ağız mübarek bir uzuvdur. Onu kirletmemelidir. Hayır için açık, şer için kapalı olmalıdır. Olaylara sükûnetle bakabilmek, olgun insanların harcıdır. Mevla görevlim neyler, neylerse güzel eyler diyenler olgun, kamil ve zarif insanlardır. Önemli olan, farkında olarak her an yeni bir güzelliği yaşayabilmektir. Olan, olması gerekendir diyebilmek her babayiğidin harcı değildir. Gözlerin açık diye, her şeyi gördüğünü mü sanıyorsun? Her varlık kâinat kitabının bir kelimesidir. Her an hayat yeniden var oluyor, yeniden yok oluyor. Farkına varılamayan bizim için yok demektir. Balık denizde yaşar ama ne denizi bilir, ne kendisini…


Müslüman odur ki; diğer insanlar onun dilinden ve elinden selamette olurlar. Muhakkak nefis kötülüğü emreder. “Allah’ım, göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa, beni nefsimle baş başa bırakma”. Ayıp örtenin ayıbı örtülür. Herkes, her meseleyi, kendi hesabına yeniden düşünmelidir. Ancak o zaman Yunus’un dediği gibi, “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” hâli tecelli eder. Bir fikir matematik kadar açık bile olsa onu yeniden ele almak lazımdır. İnsanı hayvandan ve makineden ayıran ve üstün kılan düşünme melekesidir. Su yükseldiğinde gemi de yükselir. Bir sohbet meclisinden en çok istifade eden, edepli olan, susan, saygı ile dinleyen insandır. Zafer sabırdadır. Öfkesine hakim olan kurtulur. Kur’an-ı Kerim “Oku” diye başlıyor; Mesnevi “Dinle” diye… Konuş diye başlayan bir kitap görmedim. Åmâ Peygamber var ama sağır Peygamber yoktur. Dinlemek, görmekten önce gelir.


Düşünmeden konuşanlar, toplumda hiçbir zaman sevilmezler, saygı görmezler. Derdini kimseye açma. Yan ama tütme, Allah’a havale et. Kimseden bir şey bekleme. Seccaden sana yetmiyor mu? Mutluluk ve huzur sessizliğin içindedir. Allah ruhun içindeki ölümsüz sözünü sadece sessizliğin içinde söyler. Aşk ile gel, kemâl ile git. Kötülükten kaç: yalnızken bile işlesen, kötülük seni yorar. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. “Rabbim, her şeyi, nasılsa öyle göster bana”. İnsanın hamuru iyilik ve güzellikle yoğrulmuştur. Her an yol alıyoruz, birlikte kabre doğru. Savaşa, kavgaya, hırçınlığa ne gerek var? Allah’a olan sevgimizi, biraz da insanlara hizmet şeklinde göstersek, ne kaybederiz? Fikirleri dağınıklıktan kurtarmak için, özüne irca etmek ve onu gözden kaçırmamak lazımdır. Dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden aşar.


 


SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]