Merhaba Efendim,
Lise talebesi olduğum zamanlar evimize yakın bir yerde büyük bir alışveriş merkezi açılmıştı, sanırım Türkiye'de ilk olarak böyle bir yer kurulmuştu. Dolaşmaya gittiğimde kalabalık bir bölüm dikkatimi çekti, orada insanlar duvara asılı tablolara bakarak bir şeyler görmeye çalışıyorlardı. Tablolarda anlamsız karaltılar vardı ve bazıları bir süre baktıktan sonra "gördüm, görüyorum" diyerek sevinç içinde kalıyorlardı. Çok garip bir manzaraydı bilmeyen için. Ne olduklarını anlamaya çalıştım, 3 boyutlu resimler olduğunu ve bir süre baktıktan sonra değişik bir görüntüyle karşılaşacağımı öğrendim. Bakmaya başladım tablonun birine, biraz uzun zaman geçince utandım, dikkatim dağıldı, vazgeçecektim, bir yandan da merak ediyorum. Ya göremezsem ? Nasıl bir görüntüydü acaba, bilenlerin anlatması yetmiyordu ki... utansam da devam ettim ve bir süre sonra GÖRDÜM...Onları görebilmek için ilk olarak etraftan tamamen kopmak ve yok olmak gerekiyordu. O görüntüyü bir kere gördükten sonra hiç yok olmadı ve içinde kayboldum. Bir kere başardıktan sonra ise artık zorlanmadan kolaylıkla görür oldum. Belki şimdi çok basit gelecek anlattığım, bu tarz şeyler yaygınlaştı. Yine de bağlantı kurmak istediğim bir durum nedeniyle bu anımı anlattım.
Şimdi kendimi, aynı o şaşkın liseli kız gibi görüyorum hayat olayları karşısında. Bebekler de üç boyutlu göremez ya belli bir zamana kadar, yüksekte de olsalar algılamazlar, düz yerde sanarlar kendilerini hani, tıpkı bunun gibi çevremde kimbilir neler var bilmediğim anlamadığım... Siz farklı boyutu bilen ve bize anlatan büyüğümüzsünüz, bizim bu güzellikleri görmemizi gönülden istiyorsunuz ve bize yollarını sürekli anlatıyorsunuz. Size hissettiğim duygularımı anlatacak kelime bulamıyorum. Beni hiç tanımadığınız halde en iyi dostum oldunuz. Eviniz, yaşantınız, herşey net ve açık, neredeyse biz de sizinle yaşıyoruz. Ben böyle bir samimiyeti, bir tek arkadaşım hariç, akrabalarım, hatta en yakınımdaki kişi ile bile yaşamadım. Allah sizden razı olsun.
Sevgi ve saygılarımla...