Sayın Zeynep Hanım,
5.9.2010 tarihli mailinizi aldım.
Değerli yavrum, önce şunu söyleyeyim, ben senin gibi düşünmüyorum. Üstelik senin gibi düşünenlerin de bir hata, bir yanlış içinde olduğuna inanıyorum. İngilizlerin bir atasözü var: “Kendine yardım etmeyene, Allah da yardım etmez.” O eşşek herife bu kadar sabrettin, dişini sıktın da eline ne geçti? Bundan sonra ne geçecek? Siz, Allah’ı bir sihirbaz gibi düşünüyorsunuz. Elinde değnek, hoop şapkadan tavşan çıkacak. Hayat sizin sandığınız gibi değil yavrum. Sizler kendi kendinizi kandırıyorsunuz. Fikret bir şiirinde “İnan Haluk, ezeli bir şifadır aldanmak” diyordu. Değerli yavrum, güzel yavrum, sen ve senin gibi olanlar bu yanlış düşünce içinde oldukça ben ne diyebilirim? Elimden ne gelir? Ben, hayatın bir savaş, bir mücadele yeri olduğuna inanıyorum. Sizin gibi düşünenler acaba hiç Peygamberimizin hayatına baktılar mı? Resulullah Efendimiz, Mekke’de zulüm gördü, kabalık gördü, alçaklık gördü. Ne yaptı? Mekke’den Medine’ye hicret etti. Bu benim kaderim, ben bu zulmü çekmek durumundayım demedi. Sizler hep Mekke’lilerin zulmü altında ölünceye kadar inleyeceksiniz, sonra da buna dini bir hüviyet vereceksiniz. Pes doğrusu. Ben mahalle karılarının etkisi altında hiç kalmadım. Hep Allah’ın ve Peygamberin yolunda gittim. Onun için ölüm bahasına da olsa doğruları söyleyen bir insanım. Beş yaşında idim. Rahmetli annem bir gün elinde bir defter ve kalemle geldi. Kendisi lisede edebiyat öğretmeniydi. Üç dil bilirdi. Bana otur oğlum dedi. Defteri, kalemi uzattı, şimdi yaz, dedi (üç buçuk yaşında okuma yazma öğrenmiştim.) Buyur anneciğim, dedim. “Oğlum, Allah’ın ve Peygamberin inan dediklerinden başka hiçkimseye ve hiçbir şeye inanma.” dedi. Şimdi defter bitinceye kadar bu cümleyle defteri doldur dedi.
O gün bu gündür hayatıma daima yön veren Kur’an ve Hadis oldu. Onun dışında hiçbir şeye inanmadım. Hiçkimseye güvenmedim.
Değerli yavrum, inandığın felsefe kökünden yanlış. Bunu sözümona mutasavvıflar ve mahalledeki kocakarılar çıkarıyorlar. Benim ne onlara, ne de Hadisleri inkar eden sözümona ilahiyat profesörlerine en ufak bir saygım yok. Hatta onlardan nefret ediyorum. Artık karar senin. Esaret ve kölelik yolunda devam et.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Köleliğe devam Yazan Zeynep
Cvp: Köleliğe devam Yazan Sabri Tandoğan