Sevgili Üstâdım Sabri Bey ve Çok Değerli Dostlar,
Ramazanın hikmetli ve tatlı yorgunluğundan bayramın tatlı esintilerine kavuşmak üzereyiz.. Şükürler olsun; “bayram” olsun!
Bu Ramazan memleketimiz için daha bir farklı oldu.. Ramazanın R’si ile Referandumun R’si birbiriyle yarıştı veya birbirine karıştı?!
Galiba takvimin bir cilvesi olarak, Ramazan+Bayram+Referandum sıralamasının etkisiyle, “Ramazanı şerifleriniz hayr olsun; bayramınız mübarek olsun!” der gibi, “Referandumunuzu tebrik ederim; referandumunuz mübarek olsun!” demek icap edecek?!
Hakikati itibariyle, aslında bu berekâta ve hayra milletimizin ihtiyacı çok büyük!! Dolayısıyla, Ramazan gibi, Bayram gibi –inşaALLAH- bu referandum da memleketimiz ve milletimiz için “mübârek” olsun!!
Tabii, böyle bir dua cümlesi kurunca –ister istemez- dindar bir insan olarak dîni siyasete âlet etmiş oldum?! J
Şaka bir yana, hakîkat sevdamızı; hakîkatle arınma, tekâmül etme azim, irade ve imanımızı geliştiren bu mübârek ayda, referandum süreciyle “hakîkat” düşmanlığının son perdesini de seyretmiş olduk!!
Hatta bir ara hakîkat kurtçuklarının hakîkati murdar etme çabalarından o kadar iğrendim ki, eğer birilerine itirazımı iletmezsem hakîkat telef olacak (Asla olmaz!) hissine kapıldım!!
Ve itirazımı, eğri büğrü yazan bir köşe yazarına döşendim!
Şöyle dedim!!
“Köşe yazarlarına yorum göndermek sıklıkla yaptığım bir şey değildir.. Genel olarak bundan kaçınırım. Çünkü sayısız mesaj arasında okunma ihtimalini zayıf görürüm.. Bu yüzden, sayılı nefesi boşa zâyi etmek gibi gelir bana..
Bununla beraber, köşe yazarlarının tâcizlerinden muzdarip okurlar kategorisinde yer alırım genelde.. Böyle olunca, yazarlar karşısında sessiz-sözsüz kalmak hakikati gücendirmek gibi gelir bana..
Zâtı âlinizin nasıl “hayırcı” olduğunuza dair yazınızı okuduğumda, duyduğum rahatsızlığı ifade etmek istediysem de “boşa nefes” kötümserliğiyle vazgeçtim.. Ancak, “Bize de hayırcı derler!” pekiştirmeniz, okunsa da okunmasa da beni yazmaya sevketti..
Söylemek istediklerim, evetçilerin ve hayırcıların çeşitliliği üzerine değildir; hakikatin ne olduğu üzerinedir!
Bendenizi tâciz eden şey de zâten köşe yazarlarının hakikat sorumluluğundan kaçmalarıdır!
Oysa, bana göre gazetelerde yazarlara emanet edilen köşelerin asıl sahipleri okurlardır ve onların “hakikat” konusunda aydınlatılma ihtiyaçları vardır.. Yazarlar, okurların fikir dünyalarına “hakikat” taşımaya çalışmalıdırlar..
Referanduma konu anayasa değişikliği için oy verenlerin hür iradelerini evet veya hayırdan yana serbest olarak ve kimseye hesap vermeden kullanmaları demokrasinin gereğidir.. Kimse oyundan dolayı kınanamaz ve sorgulanamaz.. Ancak, köşe yazarları gibi topluma yön verme etkinliğine ve yetkinliğine sahip adresler müstesna!
Bu adreslerin, hakikat peşinde koşması gerekir..
Referandum konusunda hakikati belirlemek ise hiç güç değildir! Bilakis, hakikat hilafına düşmek güçtür!
Bu münasebetle, saydığınız hiçbir gerekçe sizin kendinizi “hayırcı” olarak tanımlamanıza imkân vermez! Hayırcılar içindeki çeşitlilik de sizi hakikate yaklaştırmaz!
Bu meselede hakikat, referandum sonucu ne olursa olsun, anayasanın şu kısmî değişikliğine bile ülkemizin ne kadar muhtaç olduğudur!
Dolayısıyla, ne sizin “hayırcı” ne de benim “evetçi” oluşumuz hakikatin umurunda değildir! Çünkü, hakikat yegâne otoritedir! Oylarımıza karışmaz ama sonuçları, kazançları, kayıpları hep o belirler! Hakikat için önemli olan neticenin demokratik usulde alınması değildir; neticenin ne olduğudur!
Sonuç olarak, biz okurların siz köşe yazarlarına ve diğer yönlendirici adreslere rücû hakkımız vardır.. Sizlere, hakikati savunmasız bırakarak aslında bizleri savunmasız bıraktığınız için rücû hakkımız vardır!
Şimdi, lütfen biz okurlarınıza –sorumluluğunuza uygun olarak ve sizi “hayırcı” yapan kişisel gerekçelerinizi bırakarak- hakikati taşıyınız ve hakikatin unsurlarını aktarınız..
Taşıyınız ve aktarınız ki, kaleminizden düşünce dünyamıza hakikat damlasın!!”
Kuvvetle muhtemel bu yazdıklarım ancak muhatabın bir kulağından diğer kulağına kadar yol aldı; daha derinlere intikal etmedi.. Olsun; hiç olmazsa ben hakikatin öksüz ve yetim olmadığını kendime hissettirmiş oldum!!
Rabbimiz bizleri, hikâyeden Ramazan-Bayram edenler olmaktan korusun; “hakîkaten” Ramazan-Bayram etmek Âlemi İslam’a, hepimize Kadir Gecesi ayarıyla nasip olsun!!
Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı gönülden tebrik ederim..
En kalbî selam ve saygılarımla,
Kardan Adam
07.09.2010