Merhaba Sabri amca;
Bugün İstanbul'da harika bir hava var. Pencerenin önünde bahçeyi seyrediyordum çayımı yudumlarken. İşyerinde bazı çıkarılmalar oluyor yine. Yeni yeni bir sürü genç insanlar alınıyor işe. Hayırlısı olsun diyorum. Henüz bana dair birşey yok ama ama anladığım kadarıyla eski kadroyu temizlemeyi düşünüyorlar; ben de eski kadrodanım. Bu arada çalıştığım şefin, o kızın değil, yeni bir erkek şef gelmişti hani, onun tavırları bana karşı çok değişti; sürekli bana yaklaşmaya çalışıyor; zaten yanımda da oturuyor; devamlı sohbet açmaya çalışıyor; durmadan konuşuyor; konuşsam bir türlü, konuşmasam birtürlü. İyi ve olduğum gibi, samimi davranıyorum ancak ona asla güvenmiyorum. Huzursuz bir insan; sürekli bir şeylerden rahatsız; sürekli konuşuyor. Bazen aşırı konuşmasından iş yaparken dikkatim dağılıyor; ama sus diyemiyorsunuz ki. Geçen gün yine bana birşeyler anlatırken ben de önümdeki bilgisayar ekranında bir işle uğraşıyorum birden istem dışı "ah yanlış yaptım"dedim; o da sanırım anladı hatasını ve ben susayım dedi. Çok zor bir insan gerçekten; önce yaklaşıyor yaklaşıyor sonra size bir iş kilitlemeye çalışıyor; samimiyetine hiç güvenmiyorum ama kötü ve ters de davranamıyorum çünkü bana yaklaşmaya çalışıyor devamlı. devamlı bir şeyler anlatıyor ve karşısındakinin onu dinlemesini bekliyor. Çok değişik, ilginç bir insan ama asla güvenilir değil. Bir de bizim işler hep yurtdışıyla alakalı; problemler olursa yurtdışıyla konuşmak gerekiyor; o da İngilizce bilmiyor; belki de diyorum bu yüzden mi bana yaklaşıyor; çünkü o diğer kızla araları iyi değil; her an tartışmaya problem yaşamaya açıklar; birbirlerini hiç sevmiyorlar; o kız da İngilizce biliyor ancak ona birşey sormak istemediğinden benim de iyiniyetli biri olduğumu anladığından belki de diyorum İngilizce biliyorum diye beni yanında tutmaya çalışıyor, kimbilir. Size birşey soracağım Sabri amca; Geçen gün işle ilgili yurtdışından mailleştiğim bir kız vardı; bizim yurtdışındaki acentelerimizden; benim yurtdışında ilgilendiğim, onlarla hesap mutabakatları yaptığım firmada çalışan birisi. Güney Afika'da yaşıyor; Cape :Town'da. İşle ilgili konuşurken; birden Ramazanla ilgili bana birşeyler sordu; sonra da İslamiyet ve Müslümanlıkla ilgili. Kendisi Allah'a inandığını ama dine inanmadığını; kilisye de gitmediğini söyledi. Ne diyeceğimi pek bilemedim ama elimden geldiğince ona İslamiyetle ilgili birşeyler anlatmaya, yazmaya çalıştım maille. Bana müslüman arkadaşlarının olduğunu güney afrikada ve onların dinlerine bağlılıklarına hayran kaldığını söyledi. Türk lokum ve tatlılarını çok seviyormuş; ben de isterse kargoyla yollayacağımı söyledim güney afrikaya; çifte kavrulmuş lokum yollayacağım onunla kocasına. Hemen bana ücretini sordu; ben de önemli olmadığını, yediklerinde memnun olurlarsa benim de memnun olacağımı söyledim; çok memnun oldu ve teşekkür etti bana. Önümüzdeki hafta alıp yollayacağım inşallah. Sorum şu Sabri amca; kız dine inanmıyormuş ya oyüzden belki dedim onun kafasındaki sorulara yardımcı olabilirim. Ancak dünyanın bir ucunda olduğu için bu çok da kolay değil. Belki dedim dinle ilgili İngilizce bir kitap yollasam ona okur. Sizin kitabınızı düşündüm fakat İngilizceye çevrildimi bilmiyorum. Bunu sormak istedim size. Sizi çok özledim. Bu arada Fatmagül hanımın ameliyat olduğunu öğrendim; ne ameliyatı oldu bilemiyorum ama kendisine çok çok geçmiş olsun diyor, en kısa zamanda eski sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum, sizi çok seviyorum, fiziksel olarak sizden uzak ama manen hep sizinleyim.
Allah'a emanet olun Sabri amcacım.
İlknur
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Gönül Sohbetlerinin İngilizce çevirileri Yazan İlknur
Cvp: Gönül Sohbetlerinin İngilizce çevirileri Yazan Sabri Tandoğan