Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın F. Gül Hanım'dan aldığımız sunum.
Gönderen : F. Gül
Tarih : 10/11/2010 3:18:23 AM


 


Saygıdeğer Büyüğüm, Değerli Gönül Dostları,    


     Yağmurlarla yıkanmış, arınmış güzel bir günün sabahında, nice hayırlı, bereketli günler dileğiyle satırlarıma başlıyorum. Güzel bir sohbetten tespit edilmiş notlarla, gönlümüzün arınması, güzelleşmesi  ümidiyle sözü sahibine teslim edelim.


                SABRİ TANDOĞAN’LA HAK SOHBETLERİ


   -Efendim, neden bu kadar çok bunalım içinde, mutsuz insan var?


   -İnsana hayatı zehir eden, kafasının içindeki zehirlerdir. Biz kendi kafamızın içini sevgi ile, saygı ile doldurunca, bütün kainat cennet oluyor, haliyle de mutsuzluk, bunalım ortadan kayboluyor. İnsan daimi olarak iki zıt kutubun etkisi altındadır: Pozitif ve negatif, cennet ve cehennem. Hayat ne bir doluş, ne bir boşalıştır. Hayat sürekli eksi ve artının mücadelesidir. Her an negatiften, pozitife geçmeye çalışacağız. Sofrada yemek yememiz bile bir imtihan, para harcamamız imtihan, insanlarla dialoğumuz imtihan. Hep kafamızın içini negatiflerle dolduruyoruz. O yüzden bu kadar çok mutsuz, bunalımlı insan var.


  Bir sevginin uyanması ve ebediyen sürmesi için sabır lazım. Biz kendimize sevgi, saygı duymazsak, başkasına da duyamayız. Benlik bir tarafa konulunca bütün yollar açılıyor. Huzurlu oluyoruz. Mutlu oluyoruz. Allah, “ben” diyenleri sevmiyor.


  -Efendim bu sevgi boyutu sizin şu mısralarınızdaki gibi mi; “Yeryüzündeki bir kum tanesinden, gökyüzündeki  samanyoluna kadar, bütün kainatı  aşkla kucaklamak. ”


  -Evet öyle. Evrensel sevgiye ulaşmak gerekiyor. Eşyanın da dili var, gönlü var. Hayatta cansız hiçbir şey yoktur.


  -Sanırım bunları aştığımız an yaşama sanatı başlıyor.


  -Yaşamak bir sanat, o sanatı becerebilen çok az insan var. Yaşama sanatı sanıldığı gibi zenginlikle, mal mülk ile, mevki, makam ile olmuyor.


Bizim tek hedefimiz olacak Kur’an ve Hadis. Biz hareketlerimizi ona göre ayarlayacağız.


  -Şahsiyet sahibi olabilmenin de şartı bu mu?


  -İnsan kendini Allah’a ve Peygamber’e bağlayamayınca kişilik, şahsiyet olamıyor. Bir gün farklı, öbür gün daha farklı davranış sergiliyor.


  Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki, ”Helak olacağını bilsen de doğruyu söyle” İnsanın belli bir inancı olmazsa hayatta hiçbir zaman şahsiyet olamaz. Kalbini ve kafasını Allah’a ve Peygamber’e bağlayan  bir insan, hiçbir zaman şaşırmaz, şüpheye düşmez, bocalamaz. İnsan bir inanca bağlanınca, başkaları ne der ? diye düşünmez. Ben Allah’ın yolunda gideyim, isteyen beni kınasın ayıplasın.


  -Efendim hayatta hiç taviz verilmeyecek mi?


  -Taviz vermeden hayat olmaz. Hoşgörünün gereği, yerine göre taviz verilir.


  -Aldanmamak için, iyi veya kötü niyetli insanları  nasıl ayırt edelim.


  -Allah’ın nuru ile bakınca, karşıdaki insan iyi niyetli mi, kötü niyetli mi anlaşılır. Hak gözü ile bakabilmek için, nefsaniyeti aradan kaldıracağız.


  -Gönül Sohbetlerinde “Yüce Amaçlara Yüce Duygularla Gidilir” Başlıklı çok güzel bir yazınız var. Yüce duygular neler olabilir?


  -Yüce duygular, insanı arıtan, temizleyen, insanı evrensel sevgiye götüren duygulardır. Mesela kendi çocuğumuza dua ederken, başkalarının çocuklarına da dua edelim. Yüce amaçlar;Kafamızı arıtmak, içimizde ne kadar kin, nefret duyguları varsa, onları hayra tebdil etmek, bütün insanlar için sulh, sükun istemek.  


SABRİ TANDOĞAN


 


    -Efendim çok teşekkür ederim. Dilinize, gönlünüze sağlık. Daha nice sohbetlerde birlikte olmak dileği ile hürmetle gül kokulu ellerinizden öperim.


F. GÜL


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]