Sayın Emine Çebi,
14.10.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, burada bir müddet durup sükunetle düşünelim. Acaba babanın yanında getirdiği çocuk nasıl bir kimse? Olgun, edepli, saygılı, pırıl pırıl bir çocuk mu, yoksa şimdiki modern anne babaların yetiştirdiği bir firavun mu? Bazı anneler çocuklarını yanlarında getiriyor. Çocuk caminin altını üstüne getiriyor. Aynen bir firavun gibi davranıyor. Çocuk eğer böyle yetiştirilmişse o kaç yaşında olursa olsun camiden uzak tutulmalı.
Ne olur ezbere hüküm vermeyelim. Ben beş, altı yaşındayken o camidekilerin hepsinden daha fazla kitap okumuştum ve onlara ömürleri boyunca cevabını vermeyecekleri soruları sorabilirdim. Eğer o çocuk böyle ise o zaman itiraz eden ihtiyarlar eşeklik yapıyorlar. Şimdi o ilahiyatçı da ezbere konuşmuş. Çocuğu bilmiyor, tanımıyor, görmüyor. Kitaplara göre ahkam kesiyor. Ben o yaştayken iki tane günlük gazete alır, onların makalelerini okur, beğendiklerimi keserdim. Durum böyle yavrum. Bu hayatın realitesini tanımayan sözümona kitabi aydınlardan bugün de neler çekiyoruz. Onlar hayatın ışığını söndürüyorlar. Onlar kendi iç karanlıklarını kainata yayıyorlar. Allah ıslah etsin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Ne olur ezbere hüküm vermeyelim. Yazan Emine Çebi
Cvp: Ne olur ezbere hüküm vermeyelim. Yazan Sabri Tandoğan