İyi akşamlar Sabri amcacım;
Sizi özledim; hep özlüyorum zaten. Geçen senelerde hatırlarsanız size her gün ama her gün mail yazardım. Düşünüyorum o kadar çok ne yazardım diye! Şimdi yazamıyorum her gün ama sizi düşünmediğim bir günüm dahi geçmiyor.
Bugün size anlatmak istediğim birşey var, o yüzden eve gelir gelmez Alperle birşeyler yedikten sonra hemen size yazmak istedim. Bugün iş çıkışı servisime bindim; etrafı seyrede seyrede servisten ineceğim yere kadar geldim; sonra servisten indim. İndikten sonra eve 20 dakika kadar bir yürüme mesafem var; yürüyorum, kafam biraz dalgındı; birşeye üzülmüştüm bugün; başım önümde düşüne düşüne eve doğru yürüyorum! Tam Aslı Böreğin önünden geçerken kafamı kaldırdım ki harika birşey gördüm. Aslı böreğin dışarıya koyduğu masaların birinde oturan bir adam ve kucağında 6-7 aylık muhteşem güzellikte bir erkek bebek. Kafamı kaldırıp o güzeller güzeli bebeği görmemle kafamdaki tüm üzüntü yok olup gidiverdi. Direk o harika varlığa yoğunlaştı gözüm ve gönlüm. Babasının kucağında nasıl uslu uslu, sessizce oturup önünden geçen insanları seyrediyordu. Koyu sarı saçlar, masmavi gözler, kıvrık kıvrık kirpikler, bembeyaz bir ten... Nasıl güzel bir bebek! Allah özene bezene yaratmış derler, aynı öyle! Bebeğe bakakaldım! Bir de uslu; sesi çıkmıyor. Sessiz sessiz babasının kucağında kımıldamadan, uslu uslu oturup etrafına bakınıyor. Birden ben yürürken bana çevirdi kafasını. Gözgöze geldik! Önünden yürürken dayanamadım ve ona doğru eğilerek başladım konuşmaya onunla "canım benim, sen ne güzel bir şeysin, nasıl tatlı şeysin öyle, canım, Allah seni korusun, ne güzel yaratmış seni Allah, ne güzel ne tatlı şeysin..." gibi cümlelerle onun gözlerine bakarak konuşuyorum gülerek! O sakin sakin babasının kucağında hiç kımıldamadan oturan bebek gözlerini dikmiş bana bakarken başladı gülmeye; nasıl hoşuna gitti konuşmam; birden elleri, kolları, ayakları hareketlendi; nasıl çıkmaya çalışıyor babasının kucağından, nasıl bana gelmek istiyor. Kımıldanıyor; ayağını, elini, kolunu oynatıyor. Allah'ım nasıl güzel bir şey! İnanamadım konuşmam karşısında o uslu uslu sessizce oturan çocuğun dilimden çıkan cümleler ve gülümsemem karşısında verdiği tepkiye! Babası da gülümsedi, ama uslu uslu dururken bebeğin okadar hareketlenmesinden rahatsız olmuştur diye düşünerek babasına "çok tatlı bir bebek, Allah bağışlasın; Allah sağlıklı, hayırlı ömürler versin" dedim gülümseyerek ve yanlarından uzaklaştım daha fazla rahatsız etmemek için. Yürürken de "Allah'ım sen ne büyüksün, içimi bir anda nasıl aydınlatıverdin" dedim içimden kendi kendime. Bebekler bana hep Allah'ı hatırlatıyor zaten. Ama o bebek öyle güzeldi ki! Sanki o bebeği görmemle, onunla gözgöze geldiğim anda, onunla konuşmamla birlikte içimdeki üzüntüyü alıverdi Allah kalbimden. Sonra eve geldim. O kadar heyecan içindeyim ki hemen Alper'e anlatmak istiyorum gördüğüm bebeği, gülümsememle ve konuşmamla birlikte bana verdiği tepkiyi! Hemen anlattım ona heyecanlı heyecanlı hissettiklerimi; baktım gözleri hafif nemlendi beni dinlerken. İçimden demek dedim; hissettiklerimi ona aktarabildim ki gözlerinin nemlenmesine sebep oldum. Bunlar ne kadar güzel duygular Sabri amca. Allah böyle duyguları daha çok, daha çok yaşamayı, hissedebilmeyi nasip etsin inşallah.
Sevgi ve saygıların en içten geleniyle ellerinizden öpüyor, çok güzel bir gece geçirmenizi diliyorum.