Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum.
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 10/29/2010 3:19:57 PM


 


Aziz Büyüğüm ve Çok Kıymetli Dostlar,


 


Hepinize çok hayırlı, esenlik dolu bir Cuma günü dileğiyle Merhaba,


 


 


Efendim, sene 1996, aralık ayı. Ankara’da halen oturduğum evime taşınmak kısmet oluyor. Bir hafta sonu televizyonu kurcalarken bir program dikkatimi çekiyor. Sayın Büyüğümüzün Meltem TV’deki bir sohbet programı bu. Daha önce kendisi ve program hakkında en ufak bir bilgim olmadığı halde açtığım andan itibaren büyük bir dikkatle dinliyorum ve bu inanılmaz bir güzellik oluyor benim için. Sonraki günlerde aynı programın hafta sonları cumartesi ve pazar günleri saat 11:00’de başladığını öğrenerek artık her hafta sonu bütün programımı bu saatlere göre ayarlamaya başlıyorum. Sohbetleri dinledikçe büyük bir fırsat olduğunu farketmek nasip oluyor. Kendimi, doktoru ayağına kadar gelmiş bir hasta gibi hissediyor, zaman zaman Sayın Büyüğümüzü uzun yıllardır tanıyormuş hissine kapılıyorum. Bir gün ilahi bir lütufla yakinen tanışacağımız, aramızda bir baba-evlat sevgisi ve dostluğu başlayacağı aklımın ucunun ucundan dahi geçmediği o günlerde içimdeki hürmet hissi giderek artıyor ve programları medresede hocasının önünde oturmuş ders okuyan bir talebe edasıyla yerde oturarak dinlemenin daha feyizli olacağına kanaat getiriyorum.


 


Yaklaşık iki yıl kadar sohbetleri dinledikten sonra bir gün bu sohbetlerden notlar alarak onları sonraki yıllara da taşımanın güzel olacağı düşüncesi uyanıyor ve elimize geçen bir ajandaya nasip olabildiği kadarıyla notlar almaya başlıyoruz.


 


Çok değerli dostlar, inşallah bu günden başlayarak kısmet olursa sizlerle bu defterin sayfalarından bize göre çok kıymetli olan bu notları paylaşmak istiyoruz. İnşallah çok faydalı olur, yepyeni hayırlara vesile olur niyazı ve inancı ile...


 


Efendim, sözü burada bırakarak sizleri sohbet notlarının ilk sayfası ile başbaşa bırakırken hepinizi selamların en güzeli ile, en içten duygularla ve en güzel dileklerle selamlıyorum.


 


Allah’a emanet olunuz.


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’LA GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-I


 


13.02.1999 Cumartesi


Sabri Tandoğan


Konu: Güzel Konuşmak


 “Allah her an yeni bir oluşum (şe’n) üzeredir”  Kur’an-ı Kerim (Rahman Suresi)


Güzel konuşmak için bir dostumuzla nasıl konuşuyorsak konuşma sırasında da öyle samimi olmalıyız. Önyargısız olmalıyız. İnsana hayatı zehir eden hep kendi önyargılarıdır. Fiyakalı sözler aksi etki yapar. Kendine itimadı olmayan kimseler dinleyicinin karşısına çarşaf çarşaf kâğıtlarla çıkıyorlar. İzleyici, böyle bir konuşmadan  rahatsız olur, hatta orayı terk etmek isteyebilir. Özel rakam, istatistik gibi şeyler için ufak notlar belki...


 


Bir konuşma için yapılan hazırlık sadece üç beş günde tamamlanmışsa, o konuşma başarısız olmaya mahkûmdur. İnsan, her an uyanık olarak elde edeceği püf noktalarından habersizse, yapacağı birkaç günlük hazırlığın hiçbir önemi olmaz.


Güzel konuşma kitaplarında konuşurken eller şöyle olmalı, şöyle durulmalı, vs  (jestler şöyle şöyle olmalı) şeklinde yazmaktadır. Ancak bunlar çok yanlış şeyler, bunlar konuşma esnasında kendiliğinde oluşmalı, yoksa çok suni olur, dinleyeni rahatsız eder.


Güzel konuşma, hem dinleyene, hem konuşana faydalı olan konuşmadır. Aşk öyle bir mekteptir ki insan kendi söyler, kendinden öğrenir. Bazen cevabını bilmediğiniz bir şey sorulur ama o anda cevabı -ilahi bir yardımla- kendiliğinden gelir.


 


Ben bir konuşmadan sonra kendimde bir güzellik duyuyorsam, izleyicimin de duyduğuna inanırım.


 


“Bütün insanlar hüsrandadır, inananlar ise birbirlerine sabrı ve hakkı tavsiye ederler, (bunlar onların dışındadır.)” (Asr Suresi)


Bütün insanların içinde (istisnasız inanan inanmayan) bir Nur’u Muhammedi vardır. Ortaya çıkmak için ortam bekleyen bir nurdur bu. Bunun ortaya çıkması için gerekense sevgi ve saygı ile dopdolu bir ortamdır. Önyargılardan kurtulalım ve birbirimize tertemiz bir sevgiyle yaklaşalım. Unutmayalım, bir tebessüm bütün dünyayı dolaşır.


Efendim, hoşgörüyle, dostça birbirimizi kucaklasak, bu hayatı öyle ışık dolu, aşk dolu yaşasak, cennet hayatımız daha bu dünyadayken başlasa ne kaybederiz?


 “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” Yunus Emre


Sabri Tandoğan


...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]