Değerli Büyüğüm İyi akşamlar dilerim.

İzninizle benim bir sorum olacaktı."Issız Adam" isimli bir film var. Herkes o kadar övdü ki filmi, sinemaya gidip izlemek dahi istemedim.Dün Tv kanalının birinde bu filmi yayınlıyorlardı. Çok övmüşlerdi bende oturup izleyeyim dedim. Filmde ayaküstü yaşayan iki kimse var, bunlar tanışıyorlar üç-dört gün geçiyor oğlan kızı evine davet ediyor sonra o münasebetsiz hayatları başlıyor ve bu her gece devam ediyor.Yıllar sonra tekrar karşılaşıyorlar ama o karşılaşma sahnesi öyle etkileyici ve duygusal çekilmişti ki filmin hikayesini görmesem sırf bu finale dayanarak bende üzülürdüm bu iki kimse için.

Bir keresinde benim bir mailime cevaben ,duygularımızı israf etmeyelim buyurmuştunuz.Ben dünden beri bunu düşünüyorum.Mesela bu filmdeki karakterler gibi sakat bir mantalite üzerine hayatlarını inşa edip ilişkilerini de bu zihniyete göre oturtan kimselerin temelde yaptığı sadece af buyurun bedenlerinin birbirine dolanması, ama onun dışında yaşadıkları duygusallıklar , romantizm, paylaşımlar esasında gerçekçi midir?

Bana, kışın ortasında gelen yalancı bahar izlenimi veriyor.Bahar havası Şubatta gelir oturur bir yada iki günlüğüne ama en nihayetinde herkes bilir ki hüküm süren kış mevsimidir, bu sadece bir yanılsamadır.

Ben çok şahit olmuşumdur. Bir cenaze evinde ölmüş bir kimsenin arkasından özellikle yakınları çok göz yaşı döküp ah vah edip, ölen  kimsenin iyiliklerini bir bir sıralayıp feryat ederler ama bir zaman geçtiğinde mevtanın bu sefer kendilerine yaptığı kötülükler, verdiği acılar anlatılırdı. Mesela buda bir duygu yanılsaması değil midir? Belli ki bu kimseler için hakim duygu öfke ve kalp kırıklığı fakat kendinden geçercesine dökülen bu gözyaşları,edilen ahü vahlar neden kaynaklanır?

Değerli Büyüğüm esasında benim bu konuda kafam biraz karıştı. İzahını yapamıyorum. Bu ikilik, bu çatallaşma neden kaynaklanır?

Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim.

Hürmet ve sevgiyle ellerinizden öperim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :