Aziz Büyüğüm ve Saygıdeğer Dostlar,
Hepinizi yine en içten duygularla selamlıyor, çok iyi olmanızı diliyorum.
Sayın Büyüğümüzün Meltem TV Sohbetlerinin yeni bir bölümünü sizlerle paylaşırken saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Çiğdem Seçkin Gürel
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’LA GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-2
20 Şubat 1999 Cumartesi
Sabri Tandoğan
Konu: Sadelik
Ahmet Rufai Hazretleri bir yere davet edilir.
Orada sorarlar, “Efendim, size nasıl hitap edelim, gönüller sultanı mı, sultanlar sultanı mı…”
O da çok basit bir hitap ister. Yemeğini sorarlar. Yemek için de sadece ekmek ve su getirilmesini ister.
Bir gün bana sordular “Bir toplantıdaki konuşmalardan en çok istifade eden kimdir? Cevap verdim: “O toplantıyı en edepli, en sükut içinde dinleyendir.”
Cebrail (A.S) “Oku!” emrini getirdiğinde Resullullah (S.A.V) Efendimiz okuma bilmiyordu. Ama bu “Oku” emri yazıyı okumak değil, kâinatı okumaktı ve bu Peygamber Efendimize kolaylaştırılmıştı.
Bilgili, kültürlü olmak, başka insan-ı Kâmil olmak başkadır. Bunlara birbirine karıştırmamak lazımdır.
İnsan büyük bir edeple kâinatı incelemelidir. Newton’dan önce elmanın düşüşünü pek çok kimse izlemişti, ama ondan başka kimse bunun hikmetini düşünmedi. Ve o büyük buluş da ona nasip oldu.
27 Şubat 1999 Cumartesi
Sabri Tandoğan
Konu: Çocuk Eğitimi:
Annemle arkadaş gibiydik. Gece 12’de onunla evin tahtalarını ovardık tahta fırçası ile. Annem beni 4.5 yaşında pazara göndermişti, pazarcı hepsi çürük olanları koymuş sadece birisi sağlam çıktı domateslerin. Annem onu çıkarıp yıkadı ve “Bak oğlum ne güzel domates almışsın, bundan sonra dikkat edersen hep böyle en güzel olanlarını seçebilirsin” dedi. Getirdiğim çürük domatesler için beni eleştirmedi.
Çocuk eğitiminde en önemli hususun “güzel örnek olmak” olduğu sonucuna vardım.
“İnsanlar sözlere değil davranışlara bakarlar.”
Babaannem anneme “Sabihanım” diye hitap ederdi ve onu çok severdi. Kimya hocamız sınıfı bir orkestra şefi gibi yönetirdi. Onun hatırı için hiçbirimiz havailik yapamadık.
Çocuğa bir büyük insana hitap eder gibi hitabetmeli, ona saygı göstermeli. Bundan anlar mı diye düşünmemeli. Onlar her şeyi gayet iyi anlıyorlar. Yeri geldiği zaman bunlar en güzel şekilde ortaya çıkıyor.
Bir veli zata sormuşlar, “Yoldan geçen bir kimsenin manevi bir güzelliğe sahip olup olmadığını anlayabilir miyiz?” demişler. O da “Evet. O kimseyi bir inceleyin, yürüyüşü, hali, tavrı, sizde bir Allah’a (c.c) yakınlık hissi bırakıyorsa o kimse mübarek bir kimsedir “diye cevap vermiş.
“Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” Yunus
“İki günü birbirine eşit olan zarardadır” Hz. Muhammed (S.A.V)
Sabri Tandoğan