Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Melih Bey'den aldığımız sunum
Gönderen : Melih
Tarih : 11/11/2010 6:52:47 AM




Çok Sevdiğim Büyüğüm, Değerli Gönül Dostları,
Müsadenizle.

Efendim bir süre önce "Sanat ve Etkilenme" başlıklı makalenizdeki bir yeri çok beğenerek defterime not etmişim, önce onu paylaşayım:
"Adına ister hayat deyin, ister sanat, öyle görkemli bir doku ki, yüz binlerce, milyonlarca incecik iplik bir araya geliyor, o kumaşı meydana getiriyor, her ipliğin ayrı rolü var."
 
Şimdi bunun arkasına bir de yıllar önce sorulan bir soruya verdiğiniz cevabı ekleyip, ikisini beraber düşününce hissettiğim güzel duyguları okuyanların da hissetmelerini dilemekteyim:

Sayın Süleyman Bey,
17.8.2006 tarihli mailinizi aldım.  Süleyman Bey, siz içinizdeki duyguları harekete geçirecek bir davranış beklediğinizi yazıyorsunuz. Lütfen çevrenize size şartlandırıldığı gibi değil, lütfen kendi gözlerinizle bakın. İnsanlara bakın, hayvanlara bakın, bitkilere bakın, eşya ve cemadata bakın. Ama doğduğunuz günden beri aile-okul-toplum üçlüsü tarafından size empoze edildiği gibi değil özvarlığınızla, içinizin sesiyle, gönül gözüyle bakın. Gece gökteki yıldızlar, ayışığı, samanyolu, gündüz güneşin doğuşu, batışı, gökyüzünde güneşin bıraktığı o harikulade renkleri, yumurtasından çıkan bir civcivin derhal yürümeye başlamasındaki harikuladeliği, bir karın yağışındaki akılalmaz ihtişamı (ki bugüne kadar birbirinin aynı iki kar zerresi yere düşmedi), parmak izindeki inanılmaz mucizeyi (ki Hazreti Adem’den bugüne kadar parmak izleri birbirine benzeyen iki insan yaratılmadı), çocuğun doğuşundaki (ana karnında bütün organlar ilahi bir kudretle birer birer teşekkül ediyor) havsalaya sığmayacak durum (tam teşekküllü bir çocuğun doğuşu), Allah’ın indirdiği kutsal kitaplar, Kur’an-ı Kerim’deki bir benzeri olmayan muhteşem kompozisyon, Hadis-i Şeriflerdeki bütün dünya edebiyatlarında bir benzeri görülmeyen muhteşem fesahat, belagat, ifade gücü (üç beş kelime içinde bütün dünyaya renk, ışık, güzellik veren inanılmaz anlatım gücü), Yunuslar, Mevlanalar, Erzurumlu İbrahim Hakkılar, Kastamonulu Hacı Şaban-ı Veliler, Ankaralı Hacı Bayram-ı Veliler varken bizim hala birilerinden bir olağanüstü davranış beklememiz neyle izah edilebilir? Aziz kardeşim Süleyman Bey, lütfen hayata gazetelerle, televizyonlarla, siyasilerin palavralarıyla, komşu teyzelerin dedikodularıyla değil de Allah’ın bize verdiği, fıtri yaratılışımıza uygun o ilahi gözlerle bakacak olursak her an, her yerde bir mucize,  bir keramet bizi bekliyor. Yunus Emre bir şiirinde “Gören göz değil gönüldür” diyor. Bizim yapacağımız iş önce kendimizi arıtmak, temizlemek. Bunun için de herşeyden önce
“Durun kalabalıklar durun, bu yollar çıkmaz sokak
Haykırsam kollarımı makas gibi açarak”
diyerek bize aile, okul, toplum tarafından aşılanan bütün sahte, yalancı, samimiyetsiz ne kadar duygu, düşünce varsa onlardan kurtulmak, içimizi arı, duru, pırıl pırıl bir hale getirmek, bir gül gibi olmak ve ışıkla dolan gönül, ışıktan farkedilmez diyebilmek, kendimiz bir ışık olmak. Siz, biz, hepimiz güneşi cebinde unutup mum ışığı arayan garip kimseleriz. Canım kardeşim, ışık, nur, güzellik, incelik, zarafet, edep, haya, estetik bizim kendi iç dünyamızda, ona giden yol da Resulullah Efendimizin Sünnet-i Seniyyesinde. Hazret-i Muhammed öyle güzel, öyle mükemmel, öyle yüce bir şahsiyet ki O’nun ışığı kıyamete kadar bütün insanlığa mızrak mızrak aşk, güzellik, incelik, iyilik, doğruluk verecek güçte. Kainatın en büyük yaşamak sanatı ustası Resulullah Efendimiz. O mübarek, yanlız müslümanların değil, yeryüzündeki bütün insanların da Peygamberi. Onu sevelim, aşkla sevelim, ölesiye sevelim ve Onun Hadis-i şeriflerini günlük hayatımızda uygulamaya başlayalım. Bir tek “Ya hayır söyle ya da sus” Hadisini günlük hayatımızda, aile hayatımızda, iş hayatımızda, sosyal hayatımızda uygulayacak olursak günden güne içimizin aşkla güzellikle dolduğunu görürüz. Bir süre sonra çevremize baktığımıza insanlar, hayvanlar, bitkiler, eşya ve cemadat bize bambaşka görünür. İşte o zaman “Şükürler olsun Allah’ım seviyoruz, seviliyoruz güzelliğimiz bu yüzden” deriz. İşte o zaman “Aşk gelicek cümle eksikler biter” deriz. Canım kardeşim, size sevgilerin, saygıların en içten gelenini sunuyor yeni maillerinizi bekliyoruz.
Bütün güzellikler ve yücelikler üzerinize olsun.
 
Sabri Tandoğan
 
 
Efendim son olarak şunu eklemek istiyorum. Tanıdığım değerli bir arkadaşım vardı, bir gün şöyle dua ederken ben de şahit oldum : "Allah'ım, bana zamanı iyi kullanabilmeyi nasip et ki bu güzel hayatın değerini bilebileyim" Ben de aynı duayı ediyorum müsaadenizle Efendim. Küçük hesaplara takılarak o kadar büyük şeyler kaçırıyoruz ki, Allah pişman olmaktan korusun cümlemizi.
 
Hürmetle Ellerinizden öpüyor, site mensuplarına saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]