Sayın Banu Hanım,
5.12.2010 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, bir erkek evlatla on yedi yaşından sonra sohbet etmeye kalkarsanız bu işi zor başarırsınız. Rahmetli annem daha iki, üç yaşından itibaren benimle sohbet eder, bana yön verirdi. Kusura bakmayın, tam yön verilecek zaman onu birtakım fantezilerle oyalamışsınız. Şimdi bunun acısını çekiyorsunuz. Gayet tabi iki, üç yaşından itibaren annesi ile sohbet edip, İslamın sıcaklığını, güzelliğini, şiiriyetini tadmayan bir çocuk on yedi yaşından sonra çevresindeki gavurlarla, o it oğlu itlerle, o orospu çocuklarıyla sohbeti tercih edecektir. Siz, içinizdeki aşkı, heyecanı minicik yaşında çocuğunuza vermezseniz elin gavuru içinin zehirini dökecektir. Bizi çocukluğumuzda ve gençliğimizde birtakım zavallılar Batı Medeniyeti, Batı Medeniyeti diye zehirlediler. Batıyı bir put haline getirdiler. Annemin aşıladığı değer yargıları olmasaydı ben de bu bitmiş, yıkılmış, çürümüş medeniyet kalıntısının enkazı altında kalacaktım. Sonra gittim, doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün Avrupa’yı gezdim. Yüzü gülen bir kimse görmedim. Mutlu, huzurlu, yaşama sevinci içinde bir tek Batılı görmedim. Hepsi kendini sigaraya, alkole, uyuşturucuya, sekse vermişlerdi. Şimdi siz o zavallı onyedi yaşındaki çocuktan bir evlat sevgisi, sıcaklığı, yumuşaklığı arıyorsunuz. Ne verdiniz ki ne bulacaksınız? Evet, bunlar belki acı sözler, sizi üzecek, incitecek ama realite bu.
Şimdi sorularınıza gelelim:
1-) İkisi de gereklidir. Ama önce insan kendi kendine yetişebilmek için canını dişine takacak, kendini paralarcasına adam olmaya çalışacaktır. Mevlana, kendi gayretiyle belli bir düzeye gelmeseydi Şems ona gider miydi?
2-) Aslından okuyacağız diye bir cümlesini anlamadıkları Arapça kıraatlerle milyonlarca zavallı ne yaptıklarını sanıyorlar? Bugün müstakil, bağımsız, hür bir tek Müslüman devleti var mı? Artık bu papağanlık ne zaman bitecek? Kur’an-ı Kerim’de “Düşünün, düşünenler için ibretler vardır.” diye tekrar tekrar Müslümanlara sesleniliyor. Biz, kör hafızlar gibi iki yana sallana sallana ha babam okuyoruz. Bir şey anlamadan, bir şey hissetmeden, oku babam oku. Oh ne güzel dünya. Kendi kendimizi ne güzel aldatıyoruz.
Değerli yavrum, lütfen canını dişine tak, oğlunla dialog kurmaya çalış. İcabında ölümü göze al. Oğlun, o pis, iğrenç gavurların yanına gidince ne konuşuyorlar sanıyorsun seksten başka, manyaklıktan, iğrençlikten başka. Arkadaşmış, ne arkadaşı. Ben böyle arkadaşlığın içine tükürürüm. Lütfen sevgili yavrunu o orospu çocuklarının elinden kurtarmaya çalış. Çok rica ediyorum. Şu kültür fantezilerinden lütfen uzaklaş. Hangi kültür, hangi Batı, hangi medeniyet? Batı dedikleri barbarlıktan başka nedir? Gittik, gördük. Sadece tiksindim, iğrendim.
Değerli yavrum, bu sözlerim belki seni kırabilir, üzebilir ama realite budur ve bunu sana benden başka söyleyecek dünya üzerinde ikinci bir kimse yoktur. Artık karar senin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Dost acı söyler Yazan Banu
Cvp: Dost acı söyler Yazan Sabri Tandoğan