Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın "Öğrenci" den aldığımız sunum
Gönderen : "Öğrenci"
Tarih : 12/10/2010 3:04:56 PM


 


.


Muhterem hocam,


 


 


Arkadaşlarla konuşurken laf döndü dolaştı siyasete geldi.Kimi arkadaşlar sağ görüşlü, kimi arkadaşlar sol görüşlüydü.İnsanların mutluluğu ve ilerlemesi için hangi sistemin daha uygun olduğu konusunda  herkes kendi fikirlerini söyledi. 


Ben siyasi konularda konuşmayı fazla sevmem ama doğruları söyleme ihtiyacından dolayı konuya müdahil oldum ve şu örneği verdim:


 


Şimdi bir devlet başkanı düşünün.Bu devlet başkanının ne sarayı var, ne köşkü var,ne özel konutu var. Sıradan insanlar gibi normal bir evde oturuyor. Hiç korumasız sokaklarda  normal vatandaş gibi dolaşıyor. Devletten aldığı cüzi bir maaş var, onunla geçinmeye çalışıyor. Bazen borçlanma ihtiyacı içinde oluyor arkadaşlarından borç alıyor. Hatta bir gün hanımının üzerinde şık bir elbise görüyor, devletten aldığı paranın fazla olduğunu düşünüp maaşının azaltılmasını teklif ediyor. Adalet önünde herkes eşit, kimsenin dokunulmazlığı, ayrıcalığı yok,suçu işleyen kendi evladı bile olsa mutlaka cezasını görüyor. O yüzden hiç kimse kolay kolay suç işlemeye cesaret edemiyor. Devletin varlıkları ve gelirlerinin korunmasına çok önem veriyor, hiç kimse devletin imkanlarını kendi şahsi çıkarları için kullanmıyor. İnsanlar çalışıp, ticaret yapıp zengin olabiliyorlar ama zengin ve fakir arasında bir sınıf farkı yok, herkes devletin karşısında eşit, kimsenin bir ayrıcalığı yok. Zenginlerin malında fakirlerin de hakkı olduğu için herkesten gelirine göre vergi alınıyor. Toplumda en önemli değer para ve mevki değil, en önemli değer insanların güzel ahlaklı ve takva sahibi olması. Devlet başkanı sürekli fakirlerin oturduğu bölgelere gidiyor, onların sorunlarıyla ilgileniyor. Bir gün konuk olduğu evde kendisine bal şerbeti ikram ediyorlar, devlet başkanı, halkın çoğu bu şerbeti içebiliyor mu diye soruyor, hayır cevabını alınca kendisi de içmiyor. Doğrulukta ve adalette o kadar hassas ki bir gün bir mecliste bulunanlara, ben doğruluktan ayrılırsam ne yaparsanız diye endişe içinde soruyor. Onlardan, biz seni zorla düzeltmesini biliriz yanıtını alınca çok mutlu oluyor ve orada  bulunanlara dua ediyor.


 


Şimdi sizlere soruyorum, dedim; şu anda dünyada böyle yönetilen bir ülke düşünebiliyor musunuz? Herkes hayır cevabını verdi. Böyle bir yönetimin gerçek olduğunu ve Peygamber Efendimizi örnek alan Hz. Ömer zamanında büyük bir imparatorluğun böyle idare edildiğini söyledim ve ekledim. İslamiyetin amacı böyle bir yönetimdir, sağ ve sol gibi kavramlar sadece içi boş sözler ve düşüncelerdir. İster siyasi olsun, ister başka bir amaç için olsun sözlere değil, neticeye bakmak gerekir. Bir siyasal sistemin, bir ideolojinin, bir partinin, bir din adamının, bir aydının, bir insanın sözleri ve düşünceleri adaletle, doğrulukla, güzel ahlakla, diğer insanların  iyiliğiyle  neticelenmiyorsa ve fiiliyata yansımıyorsa, ortada sadece boş sözler vardır. İnsanlar anlamsız, boş sözler ve tartışmalar içinde oyalanıp dururlar.


 


 


 


Saygı ve sevgilerimle


Öğrenci


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]