Aziz Büyüğüm, Saygıdeğer Gönül Dostları,

Öncelikle Cuma gününüzün hayırlar ve mutluluklar getirmesi dileğiyle hepinize merhaba.

Değerli dostlar yazımızın devamında yine Sayın Büyüğümüzün TV sohbet notlarına uzanalım dilerseniz.

Çok saygılar, sevgiler, selamlar. Hayırlı günler.

Çiğdem Seçkin Gürel

SAYIN SABRİ TANDOĞAN’LA GÖNÜL SOHBETLERİ’NDEN NOTLAR-5

30 Mayıs 1999 Pazar

Sabri Tandoğan

Konu: Eleştiri Karşısında Tavır?                                                                                 

Sürekli pohpohlanan insan bir süre sonra firavunlaşır. Eleştirilince acaba ne kadar doğruluk payı var diye düşünmelidir. Eleştirirken veya eleştirilirken asabileşmemelidir. Hayatta herkes eleştirilebilir. İnsanlar bazen hatalarımızı yüzümüze söyleyemiyor. Buna izin vermemek kendimize en büyük kötülüğü yapmaktır. Biz de kendimizi her gün bir süre eleştirsek, senin şu yönün eksik, şu yönün fazla desek ne güzel olur.

Hepimiz çok dikkatli olmalıyız. Emanetin ne zaman alınacağı belli olmaz. Her an daha iyiye, daha güzele gitmeyi hedeflemeliyiz. Allah’ü Teala (c.c) bizleri insanlara, bitkilere, hayvanlara, her şeye karşı hayırlı insanlar etsin.

“Yüklerden kurtulunuz” buyrulmaktadır. Bizler de bizi kıran, inciten insanlar için “Yarabbi onları afet, iki dünyalarını güzelleştir” demeliyiz. Yük ağırdır, halbuki yol uzundur. Bu yüklerden kurtulmak lazımdır!

Konu: Yaptığı işe konsantre olmak

Bir program izliyordum. Birinin elinde tuttuğu ve hangi anda bırakacağı belli olmayan bir tüyü aynı saniyede yakalamak isteyen adam bunu mükemmel bir şekilde başardı.

Sebebi soruldu. Verdiği cevap şöyleydi:

“Tüye değil, karşımdakinin gözlerine konsantre oldum. Bu savaşta da böyledir, başarmak için düşmanın silahına değil kendisine konsantre olmalısınız!”

5 Haziran 1999 Cumartesi

Sabri Tandoğan

Konu: Mevlana Niçin Büyük Bir Şahsiyettir?

Mevlana Hz. fevkalade kültürlü bir insan, pek çok dil biliyor: Farsça, Arapça….. Eserlerini farklı dillerde yazmış olması O’nun bir inceliğidir. O bir Hak aşığıdır. “Ben Hz. Muhammed’in (S.A.V) ayağının tozu olmayı en büyük şeref sayarım” demektedir. Eserlerinde, İslamı çağının benzerlerinin çok üstünde anlatmıştır. Kendisine “İslamı aş diyenlere “İslamiyeti insan vücudundaki alyuvarların mikropların etrafında bir çember oluşturup bu çemberi giderek daraltarak mikrobu yok etmesine benzettiğini” söyleyerek cevap vermiştir.

13 Haziran 1999 Pazar

Sabri Tandoğan

Konu: İnsanı Anlamak

Bir insanı anlamak için o insanla öyle uzun uzun konuşmaya, bir arada olmaya, onunla birlikte yaşamaya gerek yoktur. Bazen bir tavır, bir bakış, saygılı edepli bir hareket veya tersi bir davranış bir insan hakkında çok şey anlatır.

Ben bir konuşmayı izlemeye gelen son derece zarif, edepli bir hanımefendiden dinleme sanatının ne olduğunu öğrendim.

Hacı Efendi (tüccar) diye bir tanıdığımız vardı. Her şeyin iyisini, güzelini ve öyle uygulamasını severdi. Öyle muntazam peynir keserdi, helva keserdi ki, keserken hiç artık kalmazdı. Elbisesi hep tertemizdi, hiç lekesi olmazdı. Tezgahının üzerinde hep Kuran-ı Kerim olur, her müşteriden sonra okur, boş geçen bir dakikayı kayıp sayardı.

Bir profesör arkadaşım, “Sabri Bey, bir seyahatimde valizimi taşıtmak için bir hamala ihtiyacım vardı.” diye anlattı. Hamalın hali, hareketi dikkatini çekiyor. Sonra aralarında bir sohbet başlıyor. Onun Alman yazar “Geothe” üzerinde araştırma yaptığını öğrenmiş. Sonra onu otel odasına davet edince hayretten hayrete düşmüş ve o hamaldan son derece büyük saygıyla bahsetti.

Yunus “Tehi (boş) görme kimesneyi, hiç kimesne tehi değil” der.

Ben inkişâfı her şeyde bir güzellik görmeye, ona saygı, sevgi göstermeye bağlı görüyorum. Biz herkese hayır dua edelim. Bazen aldığımız bir hayır dua bütün ömrümüze ışık tutabilir.

Hiçkimseyi, hamaldan başbakana kadar ayırmadan edeple, saygıyla, incelikle karşılamalıyız.

Bir insan bir yerden taşınırken, giderken veya ayrılırken hiçbir zaman unutamayacağı güzel duygularla ayrılmalıdır.

SABRİ TANDOĞAN

MELTEM TV SOHBETLERİNDEN