Kıymetli Hocam,

İyi ve afiyette olmanız dileyerek başlamak istiyorum sözlerime.

Hocam benim düşünceme göre, yaşadığımız sürece kadın da erkek te birbirine sadık olmalı ve tüm güzellikleri birbiriyle yaşamalı.Birbirlerini çok sevmeli ve bu sevgiyle Yaradanı bulmalı. Bilmeli ki Yüce Rabbim dilemese sevemez, O dilemese, O yaşatmasa aşk olamaz. Ve gerçekte aşk O’nun dileği. Bu aşk öyle temiz, öyle güzel olmalı ki Allah ın yaşattığı aşk olsun. Ve gerçekte bu aşkın kime olduğunu anlamak nasib olsun. Allah cümlemize böyle temiz bir aşkla sevilmeyi, sevmeyi nasib etsin. Bunlar benim kısaca düşüncelerim.

Hocam geçen gün bir takvim yaprağında zina ile ilgili bir yazı okudu eşim. Hz Muhammed SAV zamanında zina için çok büyük cezalar varmış. Kadın için de erkek için de. Yalnız tam olarak hatırlayamayacağım ama bir de bir Ayetten bahsediyor. Zina olmayacak hallerden bahsederken ''Kendi hanımları ve mülkündeki cariyeler hariç'' diye bir tabir var. Yani bunlarla olan ilşkileri dışındakiler zina. Hocam, bu cariyeler konusu bir kadın olarak beni hep rahatsız etti. Bu tabiri açıklayabilir misiniz? Bunun aslı nedir? Osmanlı da olsun Peygamber Efendimiz SAV zamanında olsun cariyeler ve kölelik hususu beni hep düşündürdü. Bir erkeğin hem hanımı var hem de cariyeleri. Nikah sadece hanımında diğerleri cariye ve adamın mülkünde. Çok düşündürücü ve çok acı geldi bana hocam. Ben eşimin yan gözle bir an için olsa bile bir başka hanıma iç geçirdiğini hissettsem öldüğümün resmidir hocam.belki bedenen değil ama insan ruhsal olarak ta kimbilir kaç kere ölüp ölüp dirilmiyor mu? İnsan isteyerek ne köle olmak ister, ne cariye. Hocam muhakkak ki bir hikmet var. Ben sizinle paylaşmak ve fikirlerinize müraacat etmek istedim. Çünkü benim için çok kıymetlisiniz.

Sevgi Saygı ve Dualarımla...

Zeynep Akkan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :