Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Melih Bey'den aldığımız sunum
Gönderen : Melih
Tarih : 12/16/2010 1:54:24 PM


 


Çok sevdiğim Büyüğüm,


Değerli Gönül Dostları,


 


Müsadenizle bir otobüs yolculuğu esnasındaki izlenimlerimden bahsetmek istiyorum. Bindiğim otobüs biraz kalabalıkça olduğundan ayakta seyahat ediyordum. Ve pencere tarafına dönüktüm. Gözlerim dışarıdaydı ama zihnen kendi dünyamda dolaşıyordum. Bir ara otobüs bir durakta durdu ve bir an kendi dünyamdan çıkıp dışarıya odaklanıverdim gayriihtiyari. Durağın hemen önünde ise büyükçe bir okul var. Demir parmaklıklarla caddeden ayrılmış bahçesi, bahçenin dışına çıkmış bir öbek öğrenci. Yaşlarının 15-16 olduğunu tahmin ettiğim kızlı erkekli bu çocuklar okul ile caddeyi birbirinden ayıran demir parmaklıklı duvarın üzerinde oturuyorlardı. Bakıldığı zaman birbirilerine karşı oldukça laubali bir tavır içinde olduklarını anlamak zor olmuyordu. Biraz dikkatli bakınca bir çoğunun elinde sigara olduğunu gördüm ve ürperdim. Bu yaşta ve maalesef içenlerin çoğunluğu kız... Küçücük ciğerlerinin yanında ahlaklarını, duruşlarını, görünüşlerini o kadar zarara uğratıyorlardı ki...  Ben bu üzücü hali yaşarken otobüs yavaşça hareket etmeye başladı. Bir iki saniye kadar sonra, bu sefer okul bahçesinin içindeki bir şey dikkatimi çekti. Okulun duvarının dibinde bir araya gelmiş, öğretmen oldukları rahatlıkla anlaşılan yine hanımlı beyli birkaç kişi, her birinin elinde birer bardak çay ve sigaralarıyla sohbet ediyorlar. Bu manzarayı gördükten sonra biraz önceki öğrenciler için aklımdan şu söz geçti: “Ne verdik ki ne istiyoruz”...


Biraz geriye uzandım. Çok seneler önce, babasından dayak yiyen bir arkadaşımla dertleştiğimi hatırlıyorum. Ne oldu diye sorduğumda şöyle anlatmıştı: “Ağabeyimle kilerin ücra bir köşesine girmiş, elimizdeki sigarayı içmeye çalışıyorduk. Derken babam kokudan yerimizi farkedip bizi buldu ve güzel bir ceza verdi.”


Acaba babasının yıllardır sigara içtiğini bildiğim bu arkadaşım bu yanlış davranışında ne kadar suçlanabilirdi. Etrafımız fosur fosur sigara içtiği halde çocuklarına, “sakın sigara içmeyin haa, sigara çok zararlıdır, kendinizi mahvedersiniz” nutukları atan babalarla dolu. Eee, iş “hâl”den çok “kâl” ile halledilmeye çalışıldığı zaman sonuç böyle oluyor... Sonra, “ne oldu da bizim çocuklarımız bu kötü alışkanlıkları edindiler, böyle bulundukları yerlere kan kusturan, toplumun başına bela olan bir hale geldiler” feryatları kopmaya başlıyor. Bunda şaşılacak, feryat edecek ne var ki; kainatın hiçbir zaman değişmeyen, her zaman geçerli olan kanunu işliyor: Eken, biçer.


 


Ne diyelim, Allah sonumuzu hayır getirsin.


 


Efendim hürmetle Ellerinizden öper, tüm Gönül Dostlarına da saygılarımı sunarım.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]