Sayın “Öğrenci”,
17.12.2010 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, gönderdiğiniz mailde pek çok önemli konuya kısaca değinmişsiniz. Tekrar tekrar okunacak ve üzerinde uzun uzun düşünülecek bir mail. Çok doğru. İnsan, bir dağa çıkarken bile rehberle çıkıyor. İnsan tek başına Himalaya’ya çıkmak isterse kurda kuşa yem olur veya uçurumlarda yok olur. Unutmayalım ayna olmadan hiçbir kadın makyaj yapamaz. Yaparsa komik olur, elalemi kendisine güldürür. Bu manevi sahada da böyledir. Bazıları diyor ki arkadaş, cebimde param var, giderim kitabevine, yüzlerce kitap alır sonra köşeme çekilir onları okur, kendimi yetiştiririm. Böylelerinin yüzlercesi görüldü. Ama hiçbiri menzili-i maksuda varamadı. İnsanı insan eden yine insandır. O öyle bir insan ki bize anamızdan, babamızdan, kardeşimizden, hısım akrabamızdan daha yakındır. O bizi alır, nefsin türlü kötülüklerinden yıkar, temizler, arıtır. Onu yavaş yavaş mana aleminde yükseltir. Bazıları bunu kabul etmiyor. Kendi bilecekleri iş. Bir şey diyemeyiz. Şems gelmeseydi Mevlana, Mevlana olur muydu? Şems geldi, uzun bir yolculuktan sonra Mevlana’yı aradı, buldu. Burada son derece hassas ve pek çok kimsenin bilmediği bir sır var: Mürşit aranmaz. Bize düşen vazife o günkü bilgilerimiz dahilinde temiz, tertemiz, pırıl pırıl bir hayat yaşamak. Bir pınarın gözesi gibi davranışlarımızı özenle ayarlamak. Biz, belirli bir ruh temziliğine ulaştığımız zaman mürşit kendiliğinden gelir. Bunu unutmayalım.
Unutmayalım insanı insan eden yine insandır. Bugüne kadar insanlık kültür tarihinde hiçkimse bu kuralın dışına çıkamadı. Peygamberler hariç.
Gönderdiğiniz mail için çok teşekkür ediyor, selam, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İnsanı insan eden yine insandır Yazan "Öğrenci"
Cvp: İnsanı insan eden yine insandır Yazan Sabri Tandoğan