Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın Çiğdem Seçkin Gürel Hanım'dan aldığımız sunum.
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 12/25/2010 9:25:23 AM


 


Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,


Hepinize en içten duygularla merhaba.


 


Değerli Dostlar, Sayın Büyüğümüzün TV sohbetlerinden bazı notları paylaşalım bugün de izninizle.


 


 


Hepinize selamlar, sevgiler, saygılar.


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-6


 


 


 


KONU: YUNUS EMRE                                                                                   


 3 Temmuz 1999 Cumartesi


Sabri Tandoğan


Yunus, sırtına ekmek torbası vurup yollara düşecek bir derviş değildir. Yunus kendi alanındaki ilmi en detaylı bir şekilde incelemiş muhteşem bir insandır.


Yunus, her an hayatın içinde olan, insanların içinde, canlı, aktif bir kimsedir. Misafirleriyle sabahlara dek “Allah (c.c)” sohbetleri yapardı. (Kaynaklardan)


“Her dem taze doğarız, bizden kim usanası.” Yunus


Yunus her şeyin değişim halinde olduğunun farkındaydı.


Yunus ümmiydi demek, hocası Allah (c.c) olan demektir. Cahil demek değildir.


Yunus kendi çağının felsefesinin dışına çıkmış bir kişidir. Yunus insanı çok iyi tanımış ve anlatmıştır. Onun bir mısraı insana bazen bir ay yeter.


Ben Yunus’un çöllere düştüğüne inanmıyorum. Yunus ağa adamdı, çokça misafir ağırlar, sofralar kurdururdu.


İnsanlar şimdilerde bunalımlardan bahsediyor. Oysa Yunus’un içi sevgiyle doluydu. İnsanlığa ışık tutmaktaydı.


Yunus’un kabri açıldığında, eli göğsünde, bedeni bozulmamış olduğu görülmüştür.


“Yaradılanı hoş gör, yaratandan ötürü” Yunus


O hata aramadan insanı sevmeyi öğretmiştir, karanlık gönüllere ışık tutmuş ve tutmaya da devam edecektir.


“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Yunus


“Buna varlık var iken, bitmez gönül darlığı.” Yunus


Yunus gibi düşünen insanlarda bir güzellik bir tatlılık oluyor!!. Onlar hep tebessüm ediyorlar.


“Ben gelmedim dava için


Benim işim sevi işi


Dostun evi gönüllerdir


Gönüller yapmaya geldim”   (Yunus Emre)


 


ŞÜKÜR DUYGUSU                                                                                       


 4 Temmuz 1999 Pazar


Sabri Tandoğan


Yemeğimi yerken hiç pirinç tanesi bırakmam. Açlık çeken insanları düşünürüm. Bir gün lokantada yemek yiyordum. O sırada yan masalardan birinde de gençler yemek yiyorlardı. Bir tanesi pilavını yarım yamalak bitirdikten sonra bir sigara yaktı, sonra küllerini pilavın üzerine serpmeye başladı. O sırada benim bütün pirinç tanelerini büyük bir saygıyla tek tek toplayıp yediğimi, tabağımı silip süpürdüğümü görünce kendini tutamadı ve  bana dönüp “Efendim siz imam mısınız?” dedi. Ben de “Evladım, adam gibi bir pilav yemek için illa hacı hoca mı olmak lazım?” dedim, gülümsedim. Sonra özür diledi, sigarasının küllerini pilavdan ayıklamaya çalıştı ve yemeğini bitirdi. Önemli olan hayata, insanlara, eşyaya saygılı olabilmektir.


Bir gün Japon bakan, başbakana hazinede hiç para kalmadığını, memurlara, çalışanlara ücret dahi veremeyeceklerini söyler. Bunun üzerine; Başbakan ertesi gün meclise çıkar, durumu anlatır, Japonya’nın önemli bir adım atması gerektiğini söyler ve “Ben” der; “bu amaca ulaşana kadar pirinç çorbasından başka yemek yemeyeceğim, bu üzerimdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.”


Sonra onun bu davranışı ülkede dalga dalga yayılır ve iki yıl sonra Japonya bütün borçlarını öder.


İşte bu nedenle efendim malımızı en iyi şekilde kullanalım, elbise ve ayakkabılarımıza saygılı olalım. Eşyaya saygı göstermeyen insana da gösteremez. Zaten onu eşya olarak görüyorsak, o da bizim hatamızdır. Eşyada en önce Allah’ın (c.c) tecellisini görmeliyiz. Yoksa bütün bir hayat anlamını yitirir.


Yere düşen bir tek pirinç tanesini bile arayalım, israfa gitmeyelim. Biz bu dünyaya yiyelim, içelim, keyif çatalım diye gelmedik. Zamanımızı da israf etmeyelim. Zamanımız kısıtlıdır. Güzel sohbetlerle, ibadetlerle değerlendirmek varken niye tv ile, yararsız boş işlerle oyalanalım.


Bir gün gelecek ki bizden her şeyin, zamanın, eşyayı nasıl kullandığımızın hesabı sorulacaktır. Ona göre her an dikkatli ve uyanık olalım.


 


SABRİ TANDOĞAN


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]