İyi akşamlar Sabri amcacım;
Bugün işyerinde yine biraz can sıkıcı birgündü; çok şükür eve geldim. Alper çok güzel yemek yaptı; ben de sofrayı hazırladım; onunla yemeğimizi yerken biryandan da haberleri seyrediyorduk. İki haber beni çok etkiledi ve burada paylaşmak istedim. Sunucu halktan insanlarla sokakta dolaşarak asgari ücretin nekadar olduğunu ve nasıl geçindikleri soruyor insanlara sokaklarda dolaşarak. Sorduğu insanlar arasından bir adam beni etkiledi. 40-45 yaşlarında bir adam, kendisine sunucunun sorduğu "nasıl geçiniyorsunuz, en son ne zaman eşinizle dışarı çıktınız" sorusuna cevaben dedi ki "6 ay kadar oldu eşimle dışarı çıkmadık; hayat şartları zor tabii ama başka insanları görünce şükrediyoruz yine de" dedi ve tam şükrediyoruz cümlesini söylediği sırada kamera o adamın ayakkabısını gösterdi; onu gördüğüm an başladım ağlamaya; ayakkabısı çamur içinde, kenarları yırtılmış, öyle eskiydi ki içim fena oldu gördüğüm an ve gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı yemek yerken; Alper de üzüldü. Düşündüm; adamcağız halimize şükrediyoruz diyor; ayakkabıları ne halde; yine de şükrediyor; çok üzüldüm görünce. Sonra Alperle konuştuk biraz. Üzerinden 5 dk.geçti geçmedi başka bir haber! Yabancı genç bir kız bir trafik kazası geçirmiş; güzel de bir kız ve çok genç! Kız kaza geçirdikten sonra bacaklarında hiçbir şey hissetmemeye başlamış ve yürüyememeye! Doktora gitmiş, doktor yürüyemeyeceğini söylemiş ve kız tekerlekli sandalyeyle hayatına devam etmiş. Sonra kız tekerlekli sandalyeyi kullanırken ellerini öyle iyi kullanmaya başlamışki el bisikleti diye tanımlanan bisiklete benzeyen ama elle kullanılan bir aracın yarışlarına katılmış; el bisikleti yarışlarında iki tane madalya almış. yürüyememesi üzerinden 13 sene geçmiş; el bisikletinde pek çok başarıları olmuş; sonra kız o halde de iki tane trafik kazası geçirmiş; o trafik kazalarından sonra birden 13 senedir kullanamadığı ve hiç kımıldamayan bacaklarında karıncalanmalar olmaya başlamış; bacaklarında hisler geri gelmeye balmış; yine tekerlekli sandalyeyle yürümeye devam ederken bir sabah tekerlekli sandalyeden kalkmış ve yürümeye başlamış; 13 sene sonra tekrar yürümeye başlamış yani ve eski sağlığına geri dönmüş. bu haberi izlerken Alperle başladık ağlamaya! Ben Alper'e "Allah ne kadar büyük" dedim; o da gözleri kıpkırmızı olmuş vaziyette bana "tam ben de onu geçiriyordum içimden, ben de tam bunu söyleyecektim"dedi. Gerçekten Allah öyle büyük ki 13 sene sonra bir insanı tekrar yürütüyor; insan nasıl hüngür hüngür ağlamasın! İkimiz de böyle ağladıktan sonra sarıldık Alperle.
Geçen akşam annemin avukat bir arkadaşı var; o davet etmişti; yaşlı anne-babasına bakıyor. Babası 87 yaşında; annesi de yaşlı bayağı. Annesinin kalbine pil takılmıştı iki hafta önce; öyle tatlı insanlar ki; 65 senelik evlilermiş. Yaşlı çift annemleri ve bizi çok seviyorlar; ara ara avukat arkadaşı, yaşlı anne ve babası annemlerle bizi yemeğe davet ediyorlar dışarıya, gidiyoruz; geçen akşam da çağırmışlardı; gitmiştik. Yaşlı babası kültürlü, bilgili, dolu bir insan; öyle de tatlı bir insan ki; annesi de öyle. Annemin avukat olan arkadaşı da hayatını onlara adamış; onlara bakıyor, onlar için çalışıyor; kendi de beyin ameliyatı, kalp ameliyatı ve böbrek ameliyatı olmuştu; hala çalışıyor anne ve babasına en iyi şekilde bakabilmek için; onları gezdiriyor; Avrupaya seyahatlere götürüyor özel tekerlekli sandalye ayarlayıp! Çok iyi insanlar; annesi aniden rahatsızlanınca üzülmüştük; yaşlı amca da çok üzülmüştü eşine; çok şükür ameliyatla kalp pili takıldı ve çıktı hastaneden teyze ve gün geçtikçe daha iyi oluyor. Geçenlerde onlar annemlerle birlikte bizi de davet ettiğinde, gittiğimizde evlilikle ilgili konuşuluyordu. Orada amcaya sordum, dedim ki "amca bukadar uzun süreli evliliğinizin sırrı nedir; neye borçlusunuz bu mutluluğu"dedim; dedi ki elini kalbinin üzerine koyarak "yavrum insanın gönlüne ateş düşecek önce; o zaman karşındakini başka gözle görüyorsun" dedi ve gülümseyerek esine baktı, o da ona baktı; öyle tatlılardı ki amcanın söylediğinden etkilendik Alper de ben de. Allah sağlıklı ömürler versin onlara. Öyle tatlı insanlar ki! Amca çok güzel şeyler anlatıyor; zevkle dinliyoruz onu onlarla biraraya geldiğimizde!
İşte böyle Sabri amcacım. Sizi de nasıl özledim bilseniz. Müziğe gidiyorum Pazar sabahları. Çok seviyorum; orada geçen 2 saat nasıl geçiyor hiç anlamıyorum. Allah nasip ederse 16 Şubatta konserimiz olacak. Bizi çalıştıran hoca bana da bir solo verdi; inşallah başarıyla üstesinden gelirim bu işin. Kısmet olursa o akşam konserde solo olarak söyleyeceğim şarkının sözlerini size aşağıda yazıyorum; belki biliyorsunuzdur bu şarkıyı.
"Değdi saçlarıma bahar gülleri,
Nazende sevgilim yadıma düştün,
Sevenin bahtına bir güzel düşer,
Sen de tek sevgilim aklıma düştün,
Nazende sevgilim yadıma düştün.
Sensiz dağ yoluna çıktım bu seher,
Öksüz kumru gibi güller laleler,
Sen niye yalnızsın sordular eller,
Gurbette sevgilim aklıma düştün,
Nazende sevgilim yadıma düştün.
Gözlerim yoldadır kulağım seste
Ben seni unutmam en son nefeste,
Ey ceylan bakışlım, ey boyu deste,
Gurbette sevgilim aklıma düştün,
Nazende sevgilim yadıma düştün"
İyi akşamlar diliyor, sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum. Sizi çok özledim ve çok seviyorum Sabri amca.