Değerli Üstâdım Sabri Bey ve Saygıdeğer Dostlar,

Sağlık ve âfiyetinize duacı olarak merhaba!

Bir süreden beri arşivimi ve kitaplarımı düzenlemekteyim.  Mütevazı bir arşiv!..

Sayısız eski belge ve özel yazışma ile seneler sonra tekrar yüzleşmek gâyet ilginç! Bu yorucu çalışmanın en verimli yönü hafızamı tazelemesi…

Zamanaşımına uğrayanları ayıklarken, bazı evraka ve yazışmalara yeniden zaman tanımak gerekiyor.

Bugün, bu çalışma esnasında yeniden fark ettiğim bir gazete makalesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Elimdeki gazete kupürü 9 Aralık ‘96 tarihli… Köşe yazarı Sn. Ayşe Göktürk Tunceroğlu ve gazete Türkiye… Başlık “Tarihten 100 İsim”…

Bu makaleyi sizlere nasıl iletebilirim diye kolay bir yol aradım fakat ilgili gazetenin 96 senesinde internet versiyonu bulunmadığı için internet üzerinden ulaşmak mümkün olmadı.

Ne iyi ki, değerli yazar bu makalede ele aldığı meseleyi üç yıl sonra bir daha gündeme taşımış; üstelik aynı başlıkla!...

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?ID=30308

Arşivimde bulunan köşe yazısının geliştirilmiş bir kopyası olan yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra, yine arşivime, oradaki özel bir yazışmaya birlikte göz atabiliriz…

13 Mayıs 2003’te –muhtemelen Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle- meslektaşlarıma hitaben şu mesajı kaleme almış; duygu ve düşüncelerimi gönderdiğim e-mektupta şöyle dile getirmişim…

“İnsan, modelini arıyor!

Üsve-i Hasene bu modelin ilâhî tanımı…

İlâhiler, arayışı fısıldıyor!

‘Arayı arayı bulsam izini/İzinin tozuna sürsem yüzümü!’

Ve bütün insanlık iz sürüyor!

İzlerin tükendiği yer bir mağara önü…

Girişinde ankebutun ördüğü bir tül…

Güvercin yuva yapmış; ağzında bir gül!

İçeriden nur sızıyor!

Ama, âmâ Abdullah bin Ümmü Mektûm’un görebildiği bir nur!!!

Ey yolcu! Dur biraz, dur!!!

Tüle kanıp, gülü alıp; geri dönme!

Ashabı Kehf’den sonra seni orada Resulü Ekrem bekliyor!!”

Evet, insanlık Tevbe Sûresi, 40. Âyette zikredilen mağaranın önünde bekliyor!! 

Bilenler, niçin beklediğini bilerek bekliyor!!

Arşivde yaptığımız bu minik seferden sonra, günümüze döndüğümüzde “bilmiyor” saydıklarımızın bile aslında bilme yolunda mesafe aldıklarına dair rivayetler var!

Bu konudaki tespitlerini duymak üzere sizleri Akgündüz Hoca’nın sohbeti ile baş başa bırakıyorum.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=298521203986

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=467817

En kalbî dualarla,

Kardan Adam