İyi akşamlar Sabri amca;
İnşallah 2011 yılı herkese sağlık ve güzellik getirir, mutsuz ve huzursuz olan insanlara huzur ve mutluluk getirir inşallah diyerek başlamak istiyorum mailime. Yılın son akşamı olan Cuma akşamını annemlerde geçirdik Alperle beraber. Annemler çağırmışlardı bize; birlikte yemek yedik; sonra sohbet ettik; biraz televizyon seyrettik; sonra da gece annemlerde kaldık; çok memnun oldular. O gün yani 31 Aralık günü babaanneciğimin bu dünyadan ayrıldığı gün! Ondan bahsettik biraz; gözlerim doldu; Alper'e baktım onun da gözleri doluverdi; o da çok sevmişti babaannemi! Babamın da üzüldüğünü farkedince konuyu değiştirdim. Üç sene geçti vefatının üzerinden ama dün gibi aklımda! Ne güzel bir insandı o. Allah nur içinde yatırsın inşallah. Ben Alper'i ilk onunla tanıştırmıştım. Allah nasip etti, evde yapılan nişanımızda kurdelemizi babannem kesti 2006 yılının Ocak ayında. Bugün gibi aklımda o gün de! O'ndan ne zaman bahsetsem hep ağlıyorum onunla ilgili konuşurken; özlüyorum onu. "İlk torunum değilsin ama ilk gözümün nurusun"derdi bana. Hep gülerdi yüzü; gözlerinin içi cıvıl cıvıldı 90 yaşında bile! Sanki hiç o acıları yaşayan o değilmiş gibi! sıcacıktı bakışları, gözlerinin içi hep gülüyordu! Dilinden bir kez bile bir insanın aleyhinde, bir insanla ilgili kötü bir tek söz duymadım ondan! Ona göre herkes iyiydi! Salonumuzda fiskos masamızın üzerinde onun vefatından sonra onun evinden halamın bana verdiği tığ ile yapılmış çok güzel işli beyaz bir örtü serili, gözüm takıldı ona şimdi bu yazıyı yazarken! Bana hep onu hatırlatan öyle çok şey var ki içimde! Sık sık yüzü, cıvıl cıvıl, yaşama sevinciyle dolu, hep gülerek bakan yemyeşil gözleri gözlerimin önüne geliyor! Vefatına kısa bir süre kala onu görmüştüm; hastaydı, çok hasta! hiç unutmuyorum, yatağının yanına oturmuştum. Beni görünce, zar zor yüzünü çevirmişti bana, yemyeşil gözleri solmuştu, gidiyorum artık diyor gibiydi sanki; yanaklarımı güçsüz, halsiz ellerinin arasına aldı ve "seni melek gibi görüyorum İlknur'um, sanki yüzün melek gibi; nur gibi yüzün sanki; annemi görüyorum, babamı, hepsi bir şeyler yapıyorlar, annem ne yapıyor orda öyle" dedi; sanki bu dünyada değildi bunları söylerken. Hiç unutmuyorum! Rahmet istedi sanırım şu an; çünkü bu yazıya başlarken babannem aklımda değildi; birden elim bunları yazmaya başladı. Nur içinde yatsın inşallah. Şimdi de ağlattı beni babaannem yine! Hayat işte! İnşallah bizler de melek gibi yaşar, melek gibi gideriz bu dünyadan!
Bugün sabah müziğe gitmiştim yine; çok güzel geçti. Sonra Alper, annem ve babam bir alışveriş merkezine gittik; dolaştık biraz; sonra eve geldik. Banyo yaptıktan sonra biraz kırıklık geldi üzerime; üşüme geldi; Alper de bana limonlu açık çay yaptı; öyle güzel geldi ki o çay bana! Sonra üzerime de ufak battaniye getirip üzerimi örttü. Hastalanınca çok güzel bakıyor bana; öyle hassas ve merhametli bir insan ki çok üzülüyor ve öyle ihtimam gösteriyor ki Allah razı olsun ondan! Allah birlikte yaşlanmamızı nasip eder inşallah!
Radyoda Türk Sanat Müziğimi açtım dinliyorum! Öyle güzel şarkılar çalıyor ki; içimde çalıyor sanki; neden bilmem ağlamak istiyorum; etkileniyorum namelerden, sözlerden...Şu an çalan bu şarkı sizin için geliyor güzel Sabri amcacım:
"Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım,
Bakışından süzülen, işvene kurban olayım,
Lütfune ermek için, söyle perişan olayım,
Bakışından süzülen, işvene kurban olayım"
Babaannemi anlatmak da bana onu hatırlattı ve ağlattı beni ve şimdi hüngür hüngür ağlamak istiyorum...
Siz de hep aklımda ve kalbimdesiniz. Çok oldu görmeyeli ve özledim sizi; çok özledim.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum; iyi akşamlar diliyorum...