Merhaba Sabri amcacım;

Ben dünden beri rahatsızım biraz, grip gibi olmuşum; dün çalışmıştım işte ama bugün öğlen daha kötü olunca, bugün öğleden sonra izin aldım eve geldim. Bir arkadaş Allah razı olsun beni eve bıraktı arabayla. Geldim, yattım, uyumuşum; biraz önce uyandım, biraz ateşim var; inşallah daha çok çıkmaz. Biz cumartesi günü ne yazıkki yanınızda olamayacağız; oyüzden üzülüyorum. İnşallah en kısa zamanda sizi görmek kısmet olur; öyle çok özledim ki sizi! Bugün arkadaş eve çok yakın biyere bıraktıktan sonra öğlen, eve doğru yürüyordum; yürürken önümde yaşlı bir amca gördüm; elinde dolu bir torba! Sanki zor taşıyor gibi hissettim; oldukça yavaş yürüyordu ve çok zor yürüryordu, çok da yavaş; önce sol tarafından onu geçti biran önce eve gelip yatmak için; fakat onu geçtikten sonra arkamı dönüp baktım amcaya; bayağı yaşlı; belki 85 yaşında var; kulağında kulaklık; sanırım kulaklarında problem var; gözlüklü bir amca, yürümeye çalışıyor elindeki torbayla! Onu öyle görünce geri döndüm, yanına geldim ve "amca size yardım edeyimmi" dedim; kadırdı kafasına baktı bana gözlüklerinin ardındaki bir çift açık renk ve gülümser gözlerle ve "bana değil, çorap alırmısın"dedi zor konuşarak; baktım elindeki torbada çoraplar var; bir de elinde iş adamlarının taşıdığı dikdörtgen şeklinde çantalardan var; ben de "alırım amca"dedim; onu duyunca gülümseyerek zar zor elindeki çantaya doğru yeltendi ve onun içini açtı ve "sana en güzellerinden vereceğim" dedi; içimin parçalandığını hissettim o öyle o yaşta, kulaklarında kulaklık zar zor bişeyler satarken; sonra bana iki çift erkek çorabı çıkardı verdi; "nekadar" dedim 5 lira dedi; cüzdanımı açtım, baktım 5 lira yok; 10 lira var, tam aklımdan iki çift daha mı alsam diye geçirirken, amca "istersen iki tane daha vereyim 10 lira olsun, istermisin dedi; tamam olur dedim ve farklı renkte iki tane daha verdi; ona 10 lirayı uzattım; Allah'ım karşımda 85 yaşlarında, kısacık boylu bir amca bana nasıl dua ediyor 10 lira için; bana Fransızca iki cümle söyledi, hemen ardından da Türkçe anlamını. "ben Fransız mektebinde okudum, bunun anlamı "hayatın hep güzel geçsin, hep mutlu ol, şansın bol olsun" demek dedi. "Sana ömrüm boyunca( elindeki on lirayı göstererek) dua edicem, sana hep teşekkür edeceğim bu 10 lira için" dedi. "Sana bir hayat borcum var; çok mutlu ol hayatta" diye öyle içten dua etti ki "Allah razı olsun amca, çok teşekkür ederim"diyebildim ve karşısında ağlamamak için arkamı döndüm yürümeye başladım evime doğru; o hala arkamdan bana çok ama çok güzel dileklerde bulunuyordu. Gözlerimden yaşlar süzüldü, dayanamadım ve ağlamaya başladım. Sonra eve geldim; yattım hemen, uyumuşum, kalktım; hiç kımıldayacak halim yoktu, ateşime baktım ateşim var; bir ilaç aldım, yine yatacağım ama önce sitenize bakayım, bugünkü yazıları okuyayım ve sonra da size bugün eve gelirken yolda gördüğüm o amcayı anlatayım dedim. Hala gözlüklerinin ardındaki açık renk, gülen gözleri, kısacık boyuyla yavaş yavaş yürümesi, yavaş hareketleri gözlerimin önünde; Allah sağlık versin, Allah ömür versin. İşte böyle Sabri amcacım. Sizi çok seviyorum.

İnşallah daha fazla hastalanmadan iyileşirim.

Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.