Sayın Sibel Hanım,
25.1.2011 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, önce şunu söyleyeyim, sen, ben normal bir toplumda yaşamıyoruz ki. Hayata ister radyoyla, ister televizyonla, ister gazeteyle, ister sinemayla, ister tiyatroyla bakalım. Çevremiz hep delilerle dolu. Türkiye’nin genel görünümü sanki bir tımarhanenin kapıları açılmış, bütün deliler sokaklara dökülmüş. Manyaklar, ruhhsataları, şizofrenler, dayak düşmanları, Allah’tan korkmaz, Peygamberden utanmaz insan müsveddeleri çevremizi sarmış. Biz bu çevrede sağa sola bakıp da hüküm verecek olursak ayvayı yeriz. O halde yapılacak olan nedir? Tek şey var: Allah’ın ve Peygamberin yolunda gitmek. Henüz beş yaşındaydım. Birgün rahmetli annem elinde bir defter kalemle çıkageldi. Bunlar ne anne, demeden otur yavrum yaz dedi:
“Oğlum, Allah’ın ve Peygamberin inan dediklerinden başka hiçkimseye ve hiçbir şeye inanmayacaksın.”
Yazdım anneciğim, dedim. Şimdi oğlum, dedi, bütün defterine bu cümleyi yazacaksın. O yaşta rahmetli annemin bu cümleyi şuur altıma geçirmek istediğini anlayamamıştım. Madem ki dedim annem öyle istiyor ben de yazdım. O gün bu gündür bu cümle bütün hayatıma ışık tuttu, beni karanlıklardan kurtardı. Hala o cümleyi her gün tekrarlarım.
Değerli yavrum, seni çok iyi anlıyorum. Sanki şu an beraber gibiyiz. İnan bana yavrum, yapacak başka bir şey yok. Bu kadar deli, ruh ve akıl hastası içinde gidilecek tek yol bu.
Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Allah’ın ve Peygamberin inan dediklerinden başka hiçbir şeye inanmayacaksın Yazan Sibel
Cvp: Allah’ın ve Peygamberin inan dediklerinden başka hiçbir şeye inanmayacaksın Yazan Sabri Tandoğan