Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sevginin Önemi
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 1/28/2011 5:07:33 PM



 


Muhterem Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,


 


Hepinizi bütün güzelliklerin sizlerle olması dileğiyle selamlıyorum.


 


 


Bugün yine dilerseniz Sayın Büyüğümüzün yıllar önce yapmış olduğu bir TV sohbetinden alınmış notları paylaşmayı sürdürelim.


 


 


Saygı, sevgi ve duaların en içten geleni ile…


 


 


 


Çiğdem Seçkin Gürel


 


 


SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-13


 


 


8 Ağustos 1999, Pazar


Sabri Tandoğan


KONU: SEVGİ


Bütün sorunların temelinde sevgi eksikliği vardır.


Bir insanı sevmekle başlar her şey” der Sait Faik Abasıyanık. İnsanları boşanmaya, ayrılmaya iten öyle sebepler gördüm ki hukuk kitaplarında, mesela mobilya istenen yerden alınmadı diye ayrılan çiftler vardı.


Eğen ben sevilmeyeceksem, sevmeyeceksem, beni görmek için içi titreyen insanlar yoksa hayat ne anlam taşır?


Birgün Danıştay çıkışı çok kırgın, incitilmiş ve üzgün bir haldeydim. Arkamdan koşarak gelen bir arkadaşım bana yetişti, elini omzuma koydu. Ben o elinin sıcaklığını önce paltomda, sonra ceketimde, sonra fanilamda, sonra da omzumda hissettim. Hala da o sıcaklığı hissediyorum dersem inanınız.


“Bir büyük oyun kardaş yaşamak dediğin….


Beni ya sevmeli, ya öldürmeli”


                                   Gülten Akın


Karşımızdaki insanlara kendimizi empoze etmek ne kadar yanlıştır efendim. Kapısını çaldığımız kişi “Kim O” dediğinde önemli olan “Sensin” diyebilmek, benliği terk etmektir. Bütün insan ilişkilerinin özeti olarak, bu konuda yazılmış yüzlerce kitabın özünün, özünün, özü olarak ben bunu buldum efendim…


“Sen, sen, sen” Özdemir Asaf


Bütün mesele işte bu “Sen” de toplanıyor. Bu, kibiri, gururu, egoizmi, bencilliği bir kenara bırakmak demektir. Öyle bir kitap okuyalım ki içinde “biz” olmayalım, öyle bir yemek yiyelim ki içinde “biz” olmayalım, öyle bir namaz kılalım ki içinde biz olmayalım. Kibiri, egozmi bırakarak yaklaşalım her şeye.


Japonya’da bir sanatçının bir Japon gence söylediği: “Bir sergiye gitmeden önce yıkan, temiz çamaşırlar giy, mümkünse sergi salonuna kadar kimseyle konuşma, içindeki güzellikler öylece kalsın, salona girerken Allah’ım (c.c) bana bu resimlerin güzelliğini anlayabilmeyi nasip et diye dua et ve resimleri bir hükümdarı inceler gibi incele….” Sözleri ne kadar mânidardır…


Evlilikte de eşler “ruh dünyası eşininkiyle bir araya gelecek şekilde” kendisini hazırlamalıdır. Adeta bir gencin sevdiği kızla ilk buluşması gibi... Bu kadarı da fazla, olmaz demeyin efendim. Neden olmasın...


Bir insanın yaşadığı en güzel duygular, eşiyle evinde yaşadığı güzelliklerdir. Besmeleyle başlayıp beraber yemek yemek, kitap okumak, bakışları karşılaştığında ürpermek, el ele oturup televizyon seyretmek, birlikte yürümek, sohbet etmek, eşine saygı, sevgi, ilgi göstermek…


“İçinizde bir kimse bir kimseyi sevecek olursa yarını beklemesin hemen gitsin sevgisini o kimseye haber versin” Hz.Muhammed (SAV)


Ben sevgi, sevgi yine sevgi diyorum Efendim.


Cenab-ı Hak birbirinin aynı iki hücre bile yaratmamıştır ki. Eşimizin bizden farklı düşünceleri mutlaka olacaktır.


“Yaratılanı hoş gör, Yaratandan ötürü” Yunus Emre.


Edeple, tevâzuyla “Benim bu konumdaki görüşüm bu. Eğen yanlış düşünüyorsam Cenab-ı Hak’dan af dilerim, özür dilerim” diyebilsek bütün sorunlar hallolur diye düşünüyorum.


Bunalımların, sıkıntıların temelinde hep ben en derinlere indiğim zaman haddim olmadan şunu gördüm:


“Sevgi eksikliği”: Az sevmek, az sevilmek.


O nedenle biz daima sevgi dolu olalım Efendim. Aksi halde bir insan yedi kere de evlense hiçbir şey değişmez!


Sabri TANDOĞAN


Meltem TV, Gönül Sohbetleri Programı, 1999.


...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]