muhterem efendim beni hala hatırlamanız beni o kadar memnun ettiki...sizi
tekrar meşgul ediyorum kusura bakmayın.acaba ''güzel ve güzellik ''isimli
makale elinize ulaştımı?birde size mektubumu attıktan sonra beklemeye sabrım
az olduğundan ''rilke''hakkındaki kitabınızı internetten print ettim.biraz
önce okumaya başladım ve bitirmek üzereyim.o kadar sevinçliyim ki.size çok
teşekkür ederim beni onunla tanıştırdığınız için.rilke'yi duyar ,hatta saygı
duyduğum insanların ondan alıntılar yaptığını görür ve bilincimin alt
noktalarında hep ilerisi belirsiz bir tarihte okumak üzere bekletirdim.sizmi
kendi ruh süzgecinizdn öyle yansıttınız yoksa hakikaten özünde de öyle bir
insanmı kendime çok yakın hissettim.ama baştan siz beni vurdunuz.''görme''
ve görme hakikatı''ve zaten ''göz''kökeninden türemiş bir kelime olan
''güzellik''üzerine bu kadar vurguda bulunmanızla...insanların 40'lı
yaşlarından sonra düşünce kılcalları ihmalleri yüzünden pıhtılaştığı halde
siz 71 yaşında ''hakikat aşkınızla''beni kendi istikbalime daha bir umitle
bakmamı sağladınız.demek ki bende bu meftun olduğum hakikatlerle belli bir
yaştan sonra ayrılmayacağım.hatta bu yüzden bir dünya sevgisi ve ölmeme
isteği taşıyorum ve bundan rahatsızım.cennetti yanlış anlamamdan tabi.sanki
aralanacak yeni perdeler ,yapılacak yeni yolculuklar yoki.halbuki rilke gibi
keşfedilecek daha nice hazineler var.''sırrın'',''gizemin'' bizzat kendisi
güzel aynı aramanın ve aşkın , bulmak ve vuslat kadar güzel olduğu gibi.
demek artık bir rilke okumalarına girmem gerekiyor.o da leonarda de vinci
gibi ''sapere vedere''(görmeyi bilmek )üzerine teemül eden bir
şahıs.zannediyorum bilgisayar karşısında çok vakit harcamamaya dikkat
ediyorsunuz.ama müsait olduğunuz zamanlar olursa size bu konularda sualller
tevcih etmek istiyorum.ayrıca piyasada görmüş iseniz m.marleu ponty'nin
''göz ve tin'' ve john berger'in kitapları özellikle ''görme üzerine küçük
bir deneme''si var.çok uzun olduğu için özür dilerim. ne olur heyecanıma
verin efendim.ilk sorumu sormak istiyorum müsadenizle:1)cemil meriç'in
tasvirlerine hayranım.mesela bir hint tasviri var bir iki sayfalık ve o
tasvir beni bir hint hayranı yaptı.ama sanki hindistanın kendisi yani satır
dışındaki hakikati o kadar güzel değil.yoksa ben mi yanlış anlıyorum.o
yazının kendine ait bir güzelliğine mi hayran oldum yoksa cemil meriç
hindistanı ,benim göremediğim,onun ''mahiteyetül nefsi emriyesini''görerek
o güzelliği benim anlayış ve hissediş ufkumamı indirdi? belki
sabırsızlığımdan dolayı karışık oldu .cevabınızı hararetle bekliyeceğim.tabi
sizi meşgul edip yormaz isem.ellerinizden öperim efendim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :