Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Şems-i Tebrizi Hazretlerinden Hayat Dersleri
Gönderen : "Öğrenci"
Tarih : 2/1/2011 3:56:27 PM


 


ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİNDEN HAYAT DERSLERİ


 


Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen,


O da sana sesleri öyle aksettirir.


Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır.


Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.


Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur,


Sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et.


Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak.


Senin gönlün değişirse, dünya değişir.


 


Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan,


Önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.


Kendini sevmeyen birinin, sevilmesi mümkün değildir.


Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladımı, sevin.


Yakında gül yollayacak demektir.


 


Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.


İkisi de şu an burada mevcut.


Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak,cennetteyizdir aslında.


Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.


 


Allah içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür.


Tek tek herbirimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz.


Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire ,


eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.


 


Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.


Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir.


Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık,


kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp...


Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.


Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar,


Kimimiz ise ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.


 


Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.


Mümin içindeki münkirle tanışmalı,


Allah'a inanmayan kişi ise içindeki inananla.


İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım sıdım ilerler kişi.


Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.


 


Yaşadığın hayatı değiştirmeye,


“Kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?" diye sormak için,


hiç bir zaman geç değil.


Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun,


tamamen yenilenmek mümkün.


Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,ne yazık.


Her an, her nefeste yenilenmeli.


 


Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.


Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip,


boyun bükmek cehalet göstergesidir.


Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.


Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.


Öyleyse ne hayatına hakimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin


 


Hileden, desiseden endişe etme.


Eğer birileri sana tuzak kuruyor zarar vermek istiyorsa,


Allah da onlara tuzak kuruyordur.


Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer.


Bu sistem karşılıklar esasına göre işler.


Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.


O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz,


Sen sadece buna inan!


 


Kainat yekvücut, tek varlıktır.


Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır.


Sakın kimsenin ahını alma.


Bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.


Unutma ki dünyanın öteki ucunda tek bir insanın kederi,


tüm insanlığı mutsuz edebilir.


Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.


 


Şu dünyada, semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda


sahte hacı, hoca, şeyh, şıh vardır.


Hakiki gerçek mürşit seni kendi içine bakmaya,


nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.


Tutup da ona hayran olmaya değil.


 


Hakiki Allah aşığı meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.


Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.


Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.


 


Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydır.


Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.


Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.


Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini,


Yaradan'dan ötürü, yaradılanı sevmeden,


Ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.


 


Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.


Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım, mecazi mi,


Yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma!


Ayrımlar ayrımları doğurur.


Aşkın ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.


Başlı başına bir dünyadır aşk.


Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.


 


 


 


 


Saygı ve sevgilerimle


Öğrenci 


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]