Sayın Güler Hanım,

16.2.2011 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, annesini, babasını dağ evine veya huzurevine bırakan ne kadar evlat varsa, buna sebep olan ne kadar gelin, damat varsa Allah hepsinin yüz katrilyon belasını versin. Bu şerefsiz evladın o pis orospuya karşı olan ilgisi sadece rezil, kepaze bir şehvet duygusu. Buna kesinlikle aşk denemez. Hiç unutmuyorum bir kış günü büyük veli Azize Anne’yi Allah’ın belası vefasız çocukları, lanet çocukları evinden aldılar, huzurevine götürdüler. Azize Anne o zaman 99 yaşındaydı. O rezil iki oğlan ve bir kız (Allah onların da yüz bin belasını versin) eve geldikleri zaman şunu düşünmeyecek kadar insanlıktan uzaklaşmışlardı. Onlara insan değil hayvan bile denemezdi. O ev Azize Anne’nin tapulu mülkü idi ve Azize Anne kocasından kalan emekli maaşıyla gül gibi geçiniyordu. O hain, o bütün insanlık tarihinin yüz karası iki oğlan ve bir kız sırf o evi satıp üç kuruşu bölüşmek için o alçaklığı yaptılar. Asla unutamıyorum. Keza bütün Danıştay’ın gözbebeği, pırlantası bir Kazım Yenice Beyefendi vardı. Onun da vefasız oğlu babasını aldı, huzurevine koydu. Kazım Yenice’nin oturacak evi, harcayacak emekli maaşı vardı. Bizler Kazım Yenice’yi öyle büyük bir aşkla severdik ki onun yüzüne bakmaya bile kıyamazdık. İşte bu ahir zamanda bu lanet çocuklar, bu lanet gelinler bu şerefsizliği yapıyorlar. Şu anda gözyaşlarım gözümden akıyor. Daha fazla devam edemeyeceğim.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :