Sayın Nesrin Yalaz,
3.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, keşke mümkün olsa da göndermiş olduğunuz bu çok kıymetli maili yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimiz dinlese, öğrense.
O kadar önemli bir konuya değinmişsiniz ki, ben hayatın temelinin, özünün en önemli unsurunun hoşgörü olduğuna bütün varlığımla inanıyorum. Çünkü hoşgörü olmadıkça sevgiyi ve saygıyı anlatan herşey havada kalmaya mahkum...ancak hoşgörüyle insanları sevebiliriz, sayabiliriz, onlarla güzel dostluklar kurabiliriz. Madem ki hayatta hatası olmayan, kusuru olmayan, noksanı olmayan, günahı olmayan hiçbir insan yok o zaman biz onlara hoşgörüyle bakmadıkça, sevgi, saygı, anlayış nasıl doğabilir. Dünyada hoşgörünün onbinlerce tarfi yapıldı. Bu konuda binlerce kitap yazıldı ama hiç kimse Yunus Emre kadar güzel, özlü, kısa bir şekilde hoşgörüyü anlatamadı, tarif edemedi. Bir annenin, babanın evladına bırakacağı en büyük miras ona hoşgörüyü öğretmek, anlatmak, sevdirmek ve bizzat kendi kişiliği ile kendi yaşantısı ile örnek olabilmektir.
Nesrin Hanım, çevrenize dikkat edin kimde hoşgörü yoksa o insan hayatı boyunca huzuru ve mutluluğu tadamaz ve yaşayamaz. Allah cümlemizin yardımcısı olsun. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Hoşgörünün Önemi Yazan Nesrin Yalaz
Cvp: Hoşgörünün Önemi Yazan Sabri Tandoğan