İyi akşamlar Sabri amca;
Dün Alper'le Azize annenin ilahilerini dinledik. Ne kadar güzel ve etkileyici; farklı bir ses. İnsan gerçekten çok etkileniyor dinlerken sesin güzelliğinden. Olduğu gibi insanın içine işliyor o ses. Çok teşekkür etmek istedim bu ilahilerin bu sitede yayınlanmasına vesile olan herkese.
Bir de size birşey anlatmak istedim. Geçen gün kuzenim, eşi ve küçük kızları annemlere gelmişlerdi. Biraz oturduktan sonra kuzenimin 5,5 yaşındaki kızı baktım bana yaklaşmaya çalışıyor, elindeki oyuncağını gösteriyor bana;, ben otururken dizimin oraya doğru geldi, öyle hissettim ki kucağıma oturmak istiyor; kucağıma alıp oturttum onu. Oyuncağı bir uğur böceğiydi; uğur böceğinin altına da monte edilmiş bir kutunun içinde birsürü boyalı şekerler vardı. Uğur böceğini yürütebilmesi için o kutudan ayırması gerekiyordu; bana "bu uğurböceğini burdan çıkarırmısın"dedi; ben de onu ordan çıkarmasına yardım ettim ve çıkardım. Sonra şeker kutusuna baktı; "bunlar ne" diye sordu bana; "galiba şeker bunlar Doğa'cım" "ama bu şekerler boyadan yapılıyor; ne oldukları, nasıl yapıldıkları belli değil, bak renklerini görüyormusun, hepsi değişik değişik renkte; bu renkleri boyalarla veriyorlar onlara; çok zararlı sağlığa bunlar, doktorlar hep söylüyorlar böyle boyalı şeyler yemeyin, zararlı diye"dedim. Güzel güzel, dikkatle dinledi beni. Sonra şekerlere baktı ve onları kenara koydu. Sonra kucağımda otururken, birlikte uğur böceğinin arkasındaki ipi çekip onu yürüttük. Daha sonra kenara koyduğu, içinde bisürü rengarenk şekerlerin olduğu kutuyu aldı ve bana "bunu çöpe atıcam ben, gidip atalımmı"dedi bana; birlikte gittik çöpe ve o boyalı şekerleri çöpe attı. Sonra hep birlikte dışarı çıkacaktık; onun annesi, babasıyla beraber. Babası ona şekerleri sordu; "ne yaptın şekerleri" dedi; "attım" dedi o da; "niye attın onları, ben onlara altı lira para verdim" dedi babası gülerek, "niye attın "diye tekrar sordu ona; ben de babasına "aşkolsun, niye çocuğa öyle şeyler alıyorsun" dedim; "boyayla yapıyorlar onları, rengarenk şekerler, yazık çocuğa, alma öyle şeyler, öyle şeyler yemesin"dedim. Birşey demedi. Doğa'ya baktım benim yüzüme bakıyor; güvenerek bakıyordu bana. Etkilendim. Kucağımda otururken bir konuşmamla kendi kendine o şekerleri atmak istemesinden çok etkilendim. Oysa ben ona "at bunları" dememiştim; sadece zararlı olduğunu anlatan birşeyler söylemiştim ama o ufacık boyu ve aklıyla onları atması gerektiğine karar vermişti; daha 5,5 yaşında olan küçücük bir çocuğun böyle bir hareketi insanı çok etkliyor; demek çocuk o kadar hassas ve duyarlı ki ne verilirse onu alıyor. Ne büyük bir sorumluluk bir çocuk yetiştirmek; insan korkuyor; yanlış birşey yapsa o yanlışı da alacak demek ki! Allah güzel yazılar yazsın tüm çocuklara ve Doğa'cığıma da.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum Sabri amcacım.