Sayın Birgül Hanım,
4.12.2006 tarihli mailinizi aldım. Efendim, önce bize bu harikulade güzel maili gönderdiğiniz için size gökler, denizler dolusu teşekkür ediyorum. Karıncaların bir bölümünün özel hayatını ve görevlerini nasıl da güzel anlatmışsınız. Okurken titredim, ürperdim. Ve birden aklıma Sevgili Yunus’un mısraı geldi
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”.
Ne zaman bu mısraı okusam heyecanlanırım, içimden secdeye kapanmak gelir. Karınca deyip geçiyoruz. Hele bazıları o kadar küçük ki zor görüyoruz. Ama o minicik canlılar içinde akla sığmayan harikulade yetenekler var. Bir yuvayı mensubiyetinin farkında ve o yuvayı gerektiğinde korumak için canını bile ortaya koyabiliyor. Kendisine verilen görevi nasıl da biliyor. Akıl almaz bir incelikle, en ince nüanslara dikkat ederek görevini yerine getiriyor. Uzun yıllar önceydi, karıncaların hayatına ait kalın bir kitap okumuştum. Bir bilgin ömrünü karıncaların hayatını incelemeye vermişti. Kitabının sonundaki cümle beni bir ömür boyu düşündürdü, hayretler içinde bıraktı. Diyordu ki “Dünya kurulduğundan bu yana insanlar karınca devleti gibi bir devlet kuramadılar”. O minicik muhteşem varlık ağırlığının kırkaltı misli bir gıda maddesini yuvasına götürebiliyordu. Eğer o gıda maddesi daha da büyükse derhal birbirlerine yardım ediyorlar ve beraberce yuvaya götürüyorlardı. İnsanlık kültür tarihi şöyle bir incelenirse literatürde karıncalara büyük saygı duyulduğu, hayranlık duyulduğu, onların insanı hayret makamına götürdüğü görülür. Bir gün bir kimse yolda giderken küçük bir karınca görür, selam verir, hatır sorar ve "Nereye gidiyorsun?" der. Karınca "Kabe’ye gidiyorum" cevabını verir. Adam hayret içinde kalır. Ve karıncaya seslenir, "Bu minicik ayaklarla nasıl gideceksin, nasıl ulaşacaksın. Buna imkan var mı?". Karınca cevap verir, "Efendim der, gidemeyeceğimi ben de biliyorum, ama ölürken o yolda olmak istiyorum". Bu cevap da beni ömür boyu ürpertti. Bazan yüzüm kızardı, utandım, ağladım. Karınca böyle yapıyor da dedim, biz ne yapıyoruz. Hiç olmazsa tekamül yolunda, olgunlaşma yolunda karıncadan ders alabilsek, ibret alabilsek. Birgül Hanım, mailinizde bizi güzel, çok güzel bir yolculuğa çıkardınız. Allah sizden razı olsun. Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Bütün güzellikler ve incelikler sizinle beraber olsun. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Karıncalardan ibretler Yazan Birgül Güven
Cvp: Karıncalardan ibretler Yazan Sabri Tandoğan