Efendim, Karıncalarla ilgili ilmi saptamaları okuyunca ben de ağladım. O Cd yi izlemiştim ve yine aynı duyguları hissetmiş, Rabbimizin dediği gibi üzerinde ince ince düşünmüştüm. İlahi kanunları ilim ispat ediyordu. Sonra Rahman suresindeki " şimdi Rab!binizin hangi nimetini yalanlarsınız"ı bir kere daha tekrarladım. Sağolsun kıymetli arkadaşımız ne güzel anlatmış. Bu sefer bana daha önce izlediğimde farketmediğim bir şeyi öğretti sağolsun. O da şu, karıncaların evi sadece bir ev değil aynı zamanda yuva. Ev başka, yuva kavramı başka değil mi? efendim. Ne dersiniz? Ben son zamanlarda daha çok hayvanlarla ve bitkilerle ilgilenmeye başladım, cd lerini, mecmualarını alıyorum Onların dili o kadar açık ki..Kendi içinde adil bir yasa işliyor. İbretle bakıyorum. Bazılarına bakıp aynı insan gibi diyorum. Öldürmesiyle, sevmesiyle v.s. Hatta bazı insanlar Kur!an ifadesiyle "hayvandan da aşağı". Aramızdaki fark onlar yarın hesap vermeyecekler. Ama biz ,,,,biz öyle mi? Sunulmuş güzelliklerin, nimetlerin yağmalandığı, hiçbirşeyin kıymetinin bilinmediği, insanların hissisleşitildiği bir dünya. Son zamanlarda çocukluğumda okuduğum masalları da yeniden okuyorum. Çok güzel dünyalar buluyorum orda. Zamanı geriye doğru onlarla yaşıyorum.Yeniden çocuk oluyorum ve hep çocuk kalmak istiyorum. "Yenik düşüyor herşey zamana, Biz büyüdük ve kirlendi dünya diyor" Murathan Mungan. İngilterede bir okulda mutluluk dersi konmuş. Pilot bölge seçilmiş bir okul. Sonuç olumlu olursa tüm okullara alacaklarmış. Bilim adamları mutluluğun öğretilebilir bir davranış olduğunu saptamışlar. Amaç duygusal zekayı artırmakmış. Bizim güzel dinimizi yaşadığımızda rahatlıkla duygusal ve ruhsal zekaya kavuşabildiğimizi düşündüm. Ne kadar çok şükür,o kadar çok farkındalık. Bu beni çok etkiledi. Mutluluk gönüllerden çıkarılınca ders olarak okutuluyor demek ki. Hatayı nerde arıyorlar...İlimle herşeyi çözemezsiniz değil mi? efendim. Maneviyatı yaşamak lazım, hissetmek lazım. Amele çevirmek lazım. Geçenlerde okuduğum bir atasözünde "önemli olan kuyunun derinliği değil, ipin kısalığıdır " diyordu. Rabbimiz 99 esmasıyla ipini uzatmış. Salih amellerle yapış ipime diyor. Cennet de burda cehennem de. Can Yücel "Herşey sende gizli" diyordu çok sevdiğim şiirinde. Duygusal ve ruhsal zeka konusunda görüşlerinizi yazar mısınız? Bunlar denilince neler anlaşılır? Aralarındaki ayrımı örnekliyerek açıklar mısınız? Nasıl geliştirilir? Geliştilirse nasıl bir toplum olunur? Evlerin yuva olduğu, herkesin şükürle yaşadığı bir toplum olması duasıyla. Hürmetlerimle efendim...
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çağın en büyük dramı Yazan Hatice Hakeri
Cvp: Çağın en büyük dramı Yazan Sabri Tandoğan