Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bir Ülke Nasıl Sömürülür
Gönderen : "Öğrenci"
Tarih : 3/11/2011 11:50:56 AM


 


BİR ÜLKE NASIL SÖMÜRÜLÜR?


 


Ruanda, nüfusu 10 milyon civarında küçük bir Afrika ülkesidir.1860 yılında Almanya’nın sömürgesi oldu. Almanya 1.Dünya Savaşından yenik çıkınca Ruanda yönetimi Belçika'ya verildi.


Ülkede o zaman yaşayanların %90'ı Hutu, %9'u Tutsi idi. O güne kadar bir arada yaşayan Tutsi ve Hutular birbirlerinden farklı değildi.


Belçikalı sömürgeciler Ruanda’yı kolayca yönetebilmek için,  çok iyi bilinen ‘Böl ve Yönet’ taktiğini uygulamak istediler. Ama önce, Ruandalıları bölüp parçalıyacak bir gerekçe bulmalıydılar.


Belçikalı egemenler Ruandalıları dini inançlarına ve etnik kökene göre bölemiyorlardı.


Tutsiler ve Hutular hıristiyandı, aralarında kan, soy ve kültür farkı yoktu, genetikleri de aynıydı. Yani, etnik kökene dayalı bir ayrım da  yoktu!


En sonunda Ruandalıları bölecek şeytanca bir formül buldular.


Ruandalıları ‘burnu uzun olanlar’ ve ‘burnu kısa olanlar’ diye ikiye ayırdılar.


Burnu uzun olanlara ‘Tutsi’, burnu kısa ve basık olanlara ‘Hutu’ dediler.


Tutsilerin, soylu, kültürlü ve daha akıllı olduğunu duyurup, kendilerine hizmet edecek yöneticileri Tutsilerden seçtiler. Aslında, burnu uzun Tutsiler azınlıktaydı. Ruandalıların çoğunluğu kısa ve basık burunlu Hutulardı.


‘Böl ve Yönet’ yöntemini uygularken,bölünme sonucu ortaya çıkan sınıflardan, azınlık olanını kendilerine uşak olarak seçtiler. Azınlıkta olan uşaklar aracılığıyla çoğunluk üzerinde baskı kurup denetimi sağladılar. Azınlıkta olanlar, konumları nedeniyle, çoğunlukla baş edemeyeceklerini bildiklerinden sürekli olarak efendilerine bağlı kaldılar.


Belçikalı sömürgeciler, Tutsi seçkinlerini kullanarak halktan vergi toplamayı ve Belçika’nın politikalarını dayatmayı başardılar. Yerel yönetimlere Tutsileri getirerek egemenliklerini pekiştirdiler.


1950’lerde ortaya çıkan ve 1960’larda süren Afrika milliyetçiliği rüzgarı Orta Afrika’da esmeye başlamıştı. Afrikalılar, sömürgecilere karşı başkaldırıyordu. Eylemin öncüleri, Birleşik Afrika ve tüm Afrikalılara eşitlik istiyordu.


İşte bu rüzgardan cesaretlenen Ruanda’nın Hutuları, Tutsilere başkaldırdılar.


Kasım 1959’da Tutsilerle Hutular arasında silahlı çatışma çıktı. Binlerce Tutsi öldürüldü, binlercesi de komşu Uganda’ya kaçtı. Belçikalı sömürgecilerin başlattığı ayrımcılık sonucu Ruanda’da bir iç savaş çıkmıştı.


1 Temmuz 1962’de Ruanda, bağımsızlığına kavuştu. Ancak Belçikalı sömürgecilerin neden olduğu iç savaş durmadı. Hutularla Tutsiler arasındaki katliamlar aralıklarla sürdü.


Ruanda’da iç savaş 1994 yılında soykırım boyutlarına ulaştı. Çoğunluğu Tutsi olan 800 bin Ruandalı öldürüldü.


 


Sömürgecilik artık şekil değiştirmiştir, günümüzde sömürgeci  güçler sömürdükleri ülkenin  bir devleti ve bir meclisi olmasına, hatta görünüşte bir demokrasinin olmasına izin vermektedirler. Fakat tüm siyasi ve ekonomik kararlar yine kendi istedikleri gibi alınmakta, o ülkedeki insanlar kendi vatanlarında  köle gibi yaşamaya devam etmektedirler. Bu kölelik sisteminin devam etmesi için mutlaka halkın farklı yollarla bölünmesi, onları birleştiren tüm kültürel değerlerin ortadan kalkması, insanların birbirini muhalif olarak görmesi gerekir ki, halk birliğini, dayanışma ve mücadele gücünü kaybetsin, yönetim üzerinde hiçbir denetimi ve etkisi olmasın.


Sömürgecilik bugün şekil değiştirse de sömürgecilerin kullandığı “Böl ve Yönet” taktiği hiçbir zaman değişmemiştir.


 


 


 


 


 


 


 


 


Saygı ve sevgilerimle


Öğrenci 


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]