Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın İlknur Hanım'dan aldığımız sunum
Gönderen : İlknur
Tarih : 3/13/2011 7:37:14 AM


 


Merhaba Sabri amca;


Kaç gündür size yazmak istiyorum, bugüne kısmetmiş! Geçen gün, Ankara'da çok kar yağdığı gün, İstanbul'da da yağıyordu bayağı; o gün işyeri öğleden sonra saat üçbuçukta çıkardı herkesi; biz de şirketten anlaştığım arkadaşlarla Çamlıca'ya gidelim dedik; oraya gittik. Her taraf nasıl güzeldi; ağaçlar, çimenler beyaza bürünmüş; nasıl güzel bir manzaraydı, bayıldım. Orada belediyenin kapalı bir yeri vardı, orada oturduk, salep içtik. O havada, o güzel görüntünün karşısında çok güzel geldi sıcak sıcak salepler. Altı kişiydik şirketten. Bir tane bizim departmanda bize yardım eden stajyerimiz var; 17 yaşında daha ama öyle olgun aklı naşında bir kızki! Sessiz, sakin, kendi halinde bir kız; çok da olgun yaşına göre! Onu çok seviyorum. Farklı, duyarlı, hassas çok! İşyerimiz yine çok karışık, hiçbirşey değişmiyor, durup durup aynı şeyler oluyor. O kız yine müdüre her ama her istediğini yaptırıyor, sanki insanlara eziyet etmek istiyor; insanlar sırf onun yüzünden işten çıkmak istiyorlar, iş arıyorlar. Anlamıyorum o kızın hayata, insanlara karşı bu nefreti nedir! Öyle bir hali var ki ne yapsa hıncını alamıyor sanki! Sürekli müdürü dolduruyor, sanki o müdür için de koca departmanda sadece o var, hiçbirimiz yokuz sanki; insanların üstüne üstüne gidiyor, ta ki bütün keyiflerini kaçırana, bütün morallerini bozana kadar, geçen gün o çıkarılan çocuğun yerine gelen kız onun yüzünden ağladı, üzüldüm! En tuhafı da bu yaptıklarından zevk alıyor sanki o kız! Sanki büyük bir başarı elde etmişcesine gururlanıyor gibi. İnanın yüzüne baktığımda, bana birşey söylediğinde çok huzursuz oluyorum gözlerinden, bakışlarından, nasıl negatif bir elektrik alıyorum ondan; benim de bazen canımı sıkıyor, hep alttan almaya çalışıyorum. Zaten konuştuğum birkaç kişi var departmanda, onlar da sırf o kız yüzünden işten ayrılmak istiyorlar. O kız oradan gitmedikçe daha çok kişi işe girer,çıkar; neyazık! Ne yazık müdürlerin, üst düzeylerin bunun farkında bile olmaması! Bugün İstanbul'da güneşli, güzel bir hava vardı; Alper'le biraz dışarı yürüyüşe gidelim dedik; biraz yürüyüş yaptık; hava güneşliydi ama soğuktu; eve gelince hafif bir kırıklık oldu; inşallah ateşim çıkmaz. Size birşey anlatmak istiyorum Sabri amca. Yaklaşık iki haftadır falan dişçiye gidiyorum; en arka dişimde dolgu vardı, kırılmıştı. Ben de hangi dişçiye gideyim diye dişçi arıyordum; kayınpederim de dişçisinden çok memnunmuş; ben de ona gideyim bari dedim. Ona gittim; gittikten sonra dişçi kırık olan dişi çekti ve oraya diş yaptı, yanındaki dişimin de dolgusu düşmüş; ona da dolgu yaptı. Ama bunlar için 5-6 kez gidip gelmem gerekti kendisine. Adam iyi bir insana benziyordu, güleryüzlüydü fakat ne yaptığını hiç anlatmıyordu, hiç konuşmuyordu; ben soruyordum hep ne yaptığını anlayayayım diye dişçi koltuğunda! 55 yaşlarında bir adamdı dişçi. Ama nedense birtürlü güven vermemişti bana; fakat dişin yapımına başlandığı için bırakmak istemedim. Günahına girmek istemiyorum ama nedense hep içimde sanki işinin ehli değil gibi hissetmiştim ama birsürü de hastası vardı. Sonra artık son kez gittiğimde dişim için; dişi takacaktı, yanındaki dişe de dolgu yapacaktı; dolguyu yaparken birsürü aletleri alıp dişimde birşeyler yapıyordu; sonra birden sanki yanlış birşey yapmış gibi hissettim ve hemen ardında da çok fena başım döndü, belki heyecandan anlamadım; günahını almak istemiyorum, çünkü iyi bir insana benziyordu ama birden başım dönünce içim geçiyor gibi oldu, fenalaştım ama kendimdeydim de; böyle olunca kendisine söyledim, hemen işlemi durdurdu dişimdeki ve koltuğu yatırıcam biraz, beynine kan gitsin dedi. "Neden böyle oldu anlamadım" dedi; kolonya falan verdi, koklattı; biraz başım aşağıda koltuk aşağıda uzandım, öyle fena başım dönüyordu ki dua okudum içimden sadece; sonra çok şükür geçti ama neden öyle oldu diye de kafama takıldı, çünkü ben daha önce çok gittim dişçiye, dişçiden korkan biri değilimdir; ama daha önceki dişçimde çok rahattım, güveniyordum ona; her yaptığı işlemi, ne yaptığını anlatırdı bana; iki sene önce yirmi yaş dişimi cerrahi çekimle çekmişti, cerrahi çekimde bile böyle birşey olmamıştı; şimdi niye böyle oldu diye kafama takıldı! Daha önceki dişçim ani bir kalp kriziyle vefat etmişti; oyüzden başka bir dişçiye gitmiştim busefer. Bu dişçi o fena olmamdan sonra koltukta, kendimi iyi hissedince koltuğu kaldırdı ve sonra bana "neden böyle oldu, cerrahi çekimlerde falan ya da aneztezilerde bazen böyle şeyler olabilir ama dolguda böyle birşey olmaması gerekiyor, acaba dolguyu yaparken çok mu baskı yaptım" dedi. Böyle deyince içimden "Allahım dedim bu dişçiye geldiğim on günden beri hep bir güvensizlik hissettim nedenini anlamadan ama dişçi baskı yapıp yapmadığını bilmez mi" diye düşündüm içimden; "belki de birtürlü işinin ehli olduğuna güvenemememde haklıydım, bilmiyorum; günahına da girmek istemiyorum". Çok şükür dişim bitti ama bir daha o dişçinin koltuğuna oturabileceğimi de sanmıyorum. Aslında Alper bana birsürü diş hastaneleri var, yalnız diş üzerine; onlardan birine gidelim, bilmediğin tanımadığın dişçiye gitme, öyle muayenehaneye gitme, diş hastaneleri daha iyidir demişti; ama kayınpederim dişçisinden çok memnun olduğunu söyleyince o dişçiye gideyim demiştim. İşte böyle birşey oldu Sabri amca. Allah'a çok şükür bitti dişim. O gün bayağı keyfim kaçmıştı orada öyle bir şey olunca.


İşte böyle Sabri amcacım. Sizi seviyorum, sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]