İyi akşamlar Sabri amca;
Biraz önce yazılan mailleri okudum her akşam yemek sonrası yaptığım gibi. Cahide Hanım'ın yazdığı mail çok hoşuma gitti. Yazdıkları üzerine düşündüm; küçücük bir solucanla ilgili yazdıkları ürpertici; ürperdim! Örümceğe bakarken, kuşları dinlerken, yaprağa bakarken hissettikleri! Ne kadar güzel anlatmış, ne güzel ifade etmiş kendisini. Düşündüm; biz de Alper'le bazen yürüyüşe gidiyoruz; doğayla ilgili, martılarla ilgili konuşuyoruz sıksık. İnsan çevreye gözündeki gözle değil de gönlündeki gözle bakmaya çalıştığında çok farklı şeyler görebiliyor ama nedense ben çok ürperiyorum öyle şeyleri gördüğümde, hatta Alper'le bazen öyle konuşmalarımız oluyor ki ikimiz de konuşmanın sonunda gözyaşları içinde kalıyoruz. İnsan düşününce o kadar ürperiyor ki! Çünkü hepimizin içinde öyle bir şey var ki; çok güçlü, çok büyük; ama sanki derinlerde saklanıyor, yeri geldiğinde de ortaya çıkarsa ağlamamak, ürpermemek imkansız! İnsan o an sahibinin içinde olan olduğunu anlıyor; ne el, ne kol, ne yüz, ne göz, ne beden bize ait! İçerdeki dışarı çıkınca, insan bunu hissedince ürperiyor! O zaman diyorsunuz ki neden sevgisizlik bu kadar artıyor da dedikodu, kötülük yapmak, kırmak incitmek sevginin yerine geçiyor! İnsan bunları gördükçe nasıl üzülmesin ki! Oysa hepimizin ihtiyacı olan tek şey sevmek ve sevilmek değil mi! Nedir insanların birbirlerini bu kadar çekememezliği; hırsları! Hepimiz aynı yere bağlı değil miyiz! Cahide Hanım'ın yazdıkları bana bunları düşündürdü işte. Yeni kitaplarınızın hepimize, tüm insanlığa hayırlar ve güzellikler getirmesini diliyorum tüm kalbimle canım Sabri amcam! Benim birkaç gündür sol tarafımda, bağırsakların olduğu yerde hafif hafif ağrı oluyor; devamlı değil; özellikle makarna, pilav, börek, hamurişi gibi şeyler yediğimde! Zaten hep midemde bir hassasiyet vardı ama sanki öyle şeyler yediğimde hiç hazmolmuyor gibi hissediyorum! Ve ne zaman öyle şeyler yesem sol tarafta bağırsakta gaz sıkışıyor sanki ve o da ağrı yapıyor; o yüzden öyle şeyler yememeye çalışıyorum. Özellikle pilav, pirinç pilavı nedense dokunuyor çok; sanki hiç hazmolmuyor! Sanırım hiç yememem gerek öyle şeyler! Alper de doktora gidip gösterelim diyor ama endoskopi falan yaparlarsa diye istemiyorum pek! Mesela bu akşam hafif yedim ve hiç öyle şeyler yemedim ve midem çok rahat şuan! Hafif şeyler yediğim zaman hiç problem yok; o zaman midem de rahat ediyor galiba! İşte böyle Sabri amca! Yarın yanınızda olamayacağız neyazık ki! İnşallah çok ama çok güzel bir konferans olur. Herkese sevgi ve saygılarımı gönderiyorum; kalbim sizinle olacak. Sizi çok seviyorum.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden ve müsaade ederseniz yumuşacık yanaklarınızdan da çok çok öpüyorum.