Çok Değerli Babacığım, Saygıdeğer Dostlar,
Başladığımız haftanın hepimize ve bütün insanlığa hayırlar, esenlikler, yepyeni güzellikler getirmesi duası ile çok iyi olmanızı umarak sizleri selamlıyor ve müsaadenizle Sayın Büyüğümüzün sohbet notlarını kaldığımız yerden paylaşmayı sürdürüyoruz.
Sevgiler, saygılar.
Hayırlı günler.
Çiğdem Seçkin Gürel
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-25
KONU: HERKES TARAFINDAN SEVİLMEK
10 Ekim 1999, Pazar
Sabri Tandoğan
Herkes tarafından sevilmemiz, el üstünde tutulmamız mümkün değildir. Mutlaka sevenlerimiz de olacak, sevmeyenlerimiz de. Peki, biz ne yapmalıyız? Resullullah (SAV) Efendimiz gibi karşılaştığımız zorlukları göğüsleyebilmemiz gerekir. O, kainatın en büyük, en yüce, en güzel insanı olduğu halde sevenleri de oldu, sevmeyenleri de. Siz Peygamber Efendimiz’in (SAV), Hz.Yusuf’un (RA), Hacı Bayram Veli’nin sıkıntı çekmeden yaşadıklarını mı sanıyorsunuz? Hayat böyle efendim. Çok sevdiğim, saygı duyduğum bir izleyicim var; Hülya Hanım. Yerine göre akrabalarına, ailesine karşı, komşularına karşı mücadele etmesi gerekti ama birçok yanlış anlaşılmaya rağmen hep zarif, kibar kalmış, onu kıranlara hayır duada bulunmuş, mana yolunda ilerlemiştir. Öyle bir insanın kalbini kıran kişi iki dünyada mutlu olur mu bilmiyorum? Ama onu sevenler de var, sevmeyenler de.
İsteklerimiz olunca seviniyoruz, olmayınca üzülüyoruz. Ama burada çok ince bir nokta var. Bazı şeylerin istediğimiz gibi olmaması bizim için daha hayırlı olmaz mı? Ben sıkıntı çekmeden, güle oynaya yaşamış ama arif olmuş, olgunlaşmış hiçbir insan görmedim. Olmaz da! O sıkıntılar bizim burnumuzu sürter, bizi olgunlaştırır. Sürekli zevk içinde yaşayarak tekâmül olmaz. Hintli filozof Buda, ölümün korkulacak bir şey olmadığını anlatttığı bir sohbeti sırasında bir talebesinin bir zatın ölüm haberini getirmesi üzerine ağlamaya başlar, ölümü hep çok doğal karşılamış olmasına rağmen ağlamaya başlaması üzerine talebeleri merak ederek sebebini sorarlar. Bunun üzerine o adamın hayatında hiç sıkıntı görmeden hep güle oynaya yaşadığını ve tekâmül edemeden öldüğü için ağladığını söyler.
Bir hanım babaanneme bir sıkıntısını anlatmıştı (etraftaki herkes babanneme dert verir derman alırdı). Anlattı, anlattı, ben çok sıkıntılı bir insanım, şundan şunu gördüm, bundan bunu gördüm diye dert yandı, babaannem edeple dinledi,
- Kızım dedi, ona bir zattan bahsetti, o kimse de çok sıkıntılar çekmiş ama çok da olgunlaşmıştı.
Ben öyle insanlar gördüm ki bir gecede saçları beyazladı. Tekamül etmiş insanlarda bir olgunluk oluyor. Hayat bana bunu gösterdi efendim.
Resullullah Efendimiz (SAV): “Hayatta hiç kimse benim kadar acı ve ıstırap çekmedi” buyurdular. Hz.Yusuf’u (RA) kardeşleri kuyuya attığında kabahati var mıydı? Züleyha nedeniyle o zindanda kalmayı hak etmiş miydi? Hayır. Ama bunlar O’nun tekamül etmesi için gerekliydi.
Siz siz olun, herkese yardım edin, acısını paylaşın. Karşılaştığım zulümler karşısında o kimselerin affını istedim. “Allah’ım (cc) ben onları affettim, Sen de affet” dedim ve belki yıllarca yapılmış bir ibadet sevabı, güzelliği (belki bu söylenmemeli) duydum. “Allah (cc) esirgeyendir, bağışlayandır.” Kur’an-ı Kerim
İsteyen istediğini söylesin, biz Allah (cc) rızası için, Hz.Muhammed (SAV) aşkı için herkesi, her şeyi sevelim. Seven sevilir.
“Bekleyin, bekleyin durmaksızın bekleyin
Bir gün unutulmuş bir aynadan
Bütün sevgiler size dönecek”
Gülten Akın
İçinizde kırdığım kimseler varsa beni affetsinler.
SABRİ TANDOĞAN