Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sayın İlknur Hanım'dan aldığımız sunumlar
Gönderen : İlknur
Tarih : 5/7/2011 11:21:12 PM


 


6.5.2011


 


İyi akşamlar Sabri amca; Sizi düşünüyordum; birkaç gündür mail atmak istiyordum size ama kısmet şu anaymış sanırım. Size yazdığım o mailden sonra; ertesi günden itibaren o nerdeyse bir haftadır yediklerimin dokunduğu ve sol tarafımda olan ağrı aniden geçiverdi kendiliğinden! Nasıl oldu anlamadım. Size o maili yazdım o akşam; ertesi günden itibaren sanki yediğim hiçbir şey ağrı yapmamaya başladı; aniden geçti sol tarafımda, bağırsağımda olan ağrı. Acaba siz mi dua ettiniz de geçti diye düşündüm; öyle hissettim. Bunu söylemek istedim size. Bugün akşam yemeğinde kahvaltılık bir şeyler yedik Alper'le birlikte; yanında da çay! Çok da güzel sohbet ettik salonumuzdaki cam kenarında duran fiskos masamızın yanında! Etrafı, bahçeyi seyrettik; öyle güzeldi ki! Hava soğuk olduğu için kalorifer de sıcacık yanıyordu. Böyle havalarda fiskos masamızda cam kenarında kaloriferin yanında oturmayı çok seviyorum. Yanında da açık, sıcak, şekersiz bir bardak çay ve karşımda da Alper'cim! Gözlerim bahçeye dalıp gidiyor; ağaçların yapraklarının rüzgarla sallanması, dallara konan bir sürü serçe! Havaların kararmasıyla birlikte bahçeyi aydınlatan ve otomatik yanmaya başlayan lambalar! O kadar güzel ki etraf! Gerçi ben yazın da çok seviyorum fiskos masamızın etrafında oturmayı! Kışın soğukta ayrı güzel, yazın sıcakta güneş etrafı ışıl ışıl aydınlatırken ayrı güzel! Hepsinin güzelliği ayrı! Alper'le güzel bir sohbet ve bu güzel ortamdan sonra üzerimdeki bütün haftanın yorgunluğunun bir anda kaybolduğunu hissettim. Ve şimdi koltuğa oturdum, siteye girdim ve yeni yazılara bakayım dedim; bugün hiç yeni yazı yoktu; ben de size yazmaya başladım. İşte böyle güzel Sabri amcacım. Sizi çok seviyorum. Allah'a emanet olun. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.


 


 


7.5.2011


İyi akşamlar Sabri amca;


Bugün hava biraz daha iyiceydi İstanbul'da; o yüzden biraz yürüyüş yapalım dedik Alper'le. Önce sahile gittik, deniz kenarına; çok güzeldi; sonra dönüş yolumuzda Bağdat Caddesi’ne girdik, oradan dönelim dedik. O kadar kalabalıktı ki sanki herkes dışarı çıkmış gibiydi. Hep insanları inceledim. Genç genç kızlar, daha belki 17-18 yaşında kızlar minicik minicik etekler giymişler yürüyorlar, cafelerde hep ufacık ufacık kızlar, erkekler önlerinde bira şişeleri, değişik değişik dikkat çekici kıyafetleriyle oturuyorlar! Alper'e dedim ki "Alper bizim böyle çocuğumuz olursa ne yaparız, çok üzülürüm ben; burada çocuk yetiştirmek o kadar zor ki, bu ortamda çocuk yetiştirmek kolay değil; gençlere bak, etrafa baksana, ufacık kızlara bak; insan kendi çocuğu olmasa bile üzülüyor, kendi çocuğu olsa ne yapar kimbilir" dedim. "Allah herşeyin hayırlısını versin" dedim. Konuştuk biraz Alper'le yürüyüş yaparken! Düşündüm, bu kızların anneleri, babaları böyle giyinmelerine nasıl izin verebiliyorlar, gerçekten hiçbir şey söylemeyip kendi hallerine mi bırakıyorlar acaba çocuklarını! Allah'ım hiç kolay bir şey değil bir çocuk yetiştirmek! Çocuğa sevgi göstermek ne kadar önemli; ama şımartmadan bu sevgiyi göstermek çok ince bir çizgi!  İnsan o kadar ama okadar dikkatli olmalı ve çocuğuna her şeyin doğrusunu öyle güzel anlatabilmeli ki çocuk yanlışa sapmasın! Daha ufacık bebekken onunla konuşmaya, ona doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü anlatmaya çalışmalı ve anne baba da o kadar doğru davranmalı ki yaptıklarıyla söyledikleri kesinlikle çelişmesin; çocuk ancak o zaman doğruyu yanlışı ayırt edebilir; gönlünde birşeyler düzgün ve doğru şekillenebilir; yoksa etrafta, çevrede onu yanlışa götürebilecek öyle çok ortam, öyle çok insan var ki Allah karşısına çıkarmasın, Allah korusun! Hep bunları düşündüm yürürken Alper'le. Alper'le de konuştuk epey konuyla ilgili! İnsan küçücük bir bebekken ne kadar güzel oluyor; o kadar güzel varlıklar sonra nasıl bu hallere gelebiliyor anlamak mümkün değil! Demek aile ne kadar önemli, iyi yetiştirmek, iyi yetiştirilebilmek ne kadar önemli! Allah en büyük sınavı evlatla ve parayla verirmiş diyorlar! Çocuk yetiştirmek bu kadar zor olduğu için mi Allah insanı çocukla deniyor acaba! Aynı şekilde para insana çok kötü şeyler de yaptırabileceği için mi parayla da insanı deniyor! Bana göre çok para iyi bir şey değil! İnsan kendisine verilen çok parayı kötü şeyler için kullanırsa bunun hesabını vermek ne kadar zor! Allah paramızı da doğru şeyler için harcamayı nasip etsin hepimize! Yürüyüşten sonra Alper'le bir yerde oturduk, dondurma yedik, sonra da çay içtik; çay çok güzeldi, çok hoşumuza gitti; hava biraz daha serinlemişti güneş gidince. Sonra yine yürüye yürüye evimize geldik. Eve gelince kıymalı patates yemeği yaptım; sonra yine fiskos masamızda yemeğimizi yedik, Alper çok beğendi yaptığım yemeği, ben de memnun oldum! Sonra da Alper kahve yaptı ve kahvelerimizi içtik. Şimdi de size yazıyorum. İşte böyle bir gün geçirdik Sabri amcacım.


Güzel bir akşam geçirmenizi diliyor, sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyorum.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]