Merhaba Sabri amca;
Dün akşam iş çıkışı Alper'le annemin beyin ameliyatı olan arkadaşına geçmiş olsuna gittik. Tıp nekadar ilerlemiş; hiç beyni açmadan, narkoz falan vermeden kafasına kask gibi birşey takmışlar ve kafaya o kaskı çivilemişler hiç oynamasın diye, çünkü milim oynaması beyindeki tüm hücreleri öldürebilirmiş ve beynin içindeki tümörü ışınla bu şekilde yakmışlar; hasta ameliyatta tamamen kendindeymiş ve bu işlem yarım saat sürmüş; ameliyat sonrası da hemen eve göndermişler; 3 ay sonra da tomografi çekilip kontrolü yapılacakmış. Dün gittik ziyaretine, maşallah çok iyiydi; inşallah üç ay sonraki tetkikleri de iyi çıkar. Bir de dün benim bir kız arkadaşımı hastaneye kaldırmışlar, beyin anjiyosu yapmışlar ve beyninde bir damarı tıkalı çıkmış, ona üzüldüm biraz; ama ameliyata gerek olmadan 3 aylık yoğun bir ilaç tedavisiyle o damarı açacağız demiş doktor; inşallah iyi olacak. Dün akşam hasta ziyaretinden sonra Alperle bizim eve yakın bir yer var, orda bir lahmacun yiyelim dedik; o lokanta yıllardır var olan ve nadir olarak gittiğimiz bir yer; gittik, birer çorba sipariş ettik önce, sonra da birer lahmacun. Çorbalar geldi, ortaya da çorbayla yemek için küçük sıcak pide geldi. Pide hep iki tane gelirdi ufak olarak ve sıcak olarak ama baktım, üstte bir tane sıcak ufak pide var, altında buz gibi ve yarım bir pide! Öyle görünce Alper'e, bu başkasının yarımı galiba; niye böyle vermişler anlamadım dedim; söyleyeceğim garsona dedim. Garson gelince güzel bir üslupla gülümseyerek söyledim fakat garson hiç yüzüme bile bakmadan ve asık bir yüzle ağzında bir şeyler geveleyerek "ziyan olmasın diye verdim o yarımı, onu yiyin de siz, onu yiyince başka bir tane daha getiririm" dedi beş karış bir suratla. Canım sıkıldı öyle saygısızca cevap verince; çünkü benim demek istediğim başka bir şeydi; bizim masamıza bir başkasının yediği ufak pidenin yarısını getirmiş, üstelik onu kim yemiş, nezaman yemiş, ne zamandır bekliyor acaba bilmiyoruz; bu şekilde bir başka müşteriye getirip vermesi ayıp bir şey değil mi Sabri amca? biz mi yanılıyoruz? Sizin düşünceniz nedir acaba bu konuda? Bu yüzden biraz keyfimiz kaçtı orada yerken Alper'le. Alper de bana dedi ki "bak İlknurcum gördün mü adam sana nasıl bir ifadeyle nasıl saygısızca cevap verdi" dedi; ben de "aslında sahibi iyi birisi" dedim ve tam da o sırada sahibi geldi masamıza, ona da söyleyeyim dedim ve ondan da aynı tipte bir karşılık aldım; Alper de sonradan "bak gör İlknur, adam kusura bakmayın deyip özür dileyeceği halde ne diyor, sen de bunlara iyi insan aslında onlar diyorsun, görüyor musun" dedi. O akşam oraya gitmiş bulunduk ancak açıkçası artık oraya hiç gitmek istemiyorum; yanlış mı düşünüyorum Sabri amca? Sizin fikrinizi sormak istedim.
Bir de bir şey daha sormak istiyorum size; Alper bu akşam için çok güzel tavuk pirzola yaptı, onu yedik, o yemek yaparken bir yandan da sohbet ediyorduk, konu bir insan hamile kaldığında eğer bebeğin özürlü doğacağı tesbit edilirse anne karnında, o bebeği aldırmak günah mıdır değil midir? Şu anda bebek üç aylıken anne karnında bebeğin özürlü olup olmayacağı tesbit edilebiliyor; böyle bir durumda doğru olan nedir Sabri amca? bebeği aldırmak doğru mudur? yoksa bebeğin öyle doğacağını bilerek onu doğurmak mı doğrudur? Doğru olan nedir? Bu konuda muallakta kaldık ve size sormak istedik.
Sevgi ve saygıyla ellerinizden öpüyor, güzel bir akşam geçirmenizi diliyorum.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız-Shakespeare Yazan İlknur
Cvp: Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız-Shakespeare Yazan Sabri Tandoğan