Aziz Büyüğüm ve Çok Değerli Gönül Dostları,
Yeniden sizlerle Sayın Büyüğümüzün bir sohbet notunu paylaşmak üzere en içten selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Hepinize hayırlı, sağlık, huzur ve esenlik dolu en güzel günler dileğiyle...
Çiğdem Seçkin Gürel
SAYIN BÜYÜĞÜMÜZ SABRİ TANDOĞAN’IN GÖNÜL SOHBETLERİNDEN NOTLAR-27
KONU: EDEP
23 Ekim 1999 Cumartesi
Sabri Tandoğan
Edep hayatın kendisidir. Mevlana “Edep, aklın dıştan görünüşüdür” der. Bence edep varoluşun kendisidir, insanı hayvandan ayıran şeydir. Eğer hayatımızdan edebi çıkarırsak geriye sadece et ve kemik kalır. Pek çok kimseyle tanıştım, dualarını aldım. Hepsinin ortak özelliği edepti. Peki kime karşı edep? Herkese karşı, her yerde edep. Yalnızken edep, kalabalıktayken edep……
Edepli bir bakışta, edepli bir harekette insana huzur veren bir şey vardır. Edepli olan her davranışta güzellik vardır, hayır vardır. Sokağa tüküren insanda edepten bir nasip olsa bunu yapar mı? Bizim insanımız çok güzel ama eğitimsiz.
Efendim, günlerimiz, anlarımız sayılıdır. İnsan evinin balkonunu bile etrafa saygılı olarak temiz ve intizamlı tutmalıdır. Yurtdışında sokağa tükürenlere, balkonunu intizamsız tutanlara para cezası veriliyor, verilmelidir.
Ben öyle insanlar gördüm ki bir kabalığı, çirkinliği anlatırken kendilerini anlatır, benim gibi diye örnek verirlerdi. Halbuki o davranışı hiç yapmamışlardı. Kimseyi kırmamak için öyle söylüyorlardı. Pek çoğumuz aile içinde, toplum içinde özlediği sevgiyi, saygıyı, zarafeti göremiyor. İnsanın asıl muhtaç olduğu, susadığı şey biraz ilgi, biraz sevgi değil midir? Hangi insan İslami bir edep karşısında duyarsız kalabilir?
Bir gün Danıştay’da odamda çalışıyordum. Bir hanım sizinle görüşmek istiyor dediler. Biraz sonra kapı açıldı, içeri aşırı makyajlı, saçları çok abartılı yapılmış bir hanım girdi. Bir sıkıntısı olduğunu söyledi, görüşmek için izin istedi. Yer gösterdim, oturdu. Ancak oturma şekli son derece edep dışıydı. Bu durumda takınılabilecek iki tavır vardı: Ya kaba davranarak azarlayıp kovmak veya ona unutamayacağı bir ders vermek...
Ben o kimseyi çok büyük bir saygıyla karşıladım. Ne istediğini, sıkıntısının ne olduğunu sordum. Onunla konuşurken son derece saygılı, edepli olmaya dikkat ettim. Benim bu davranışım karşısında biraz sonra eteklerini çekiştirip, bacaklarını topladı ve örttü, daha sonra ayaklarını topladı. Biraz sonra da kendini tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Niçin ağladığını sordum, “Efendim, yoksa sizi kıracak bir şey mi söyledim?” dedim. “Hayır,” dedi. “Şimdiye kadar kimse bana sizin kadar saygı dolu, sizin kadar kibar davranmadı. Adam yerine koymadı. Çok duygulandım, onun için ağlıyorum.” dedi. Ben de kendi ayakları üzerinde durabilmesi için isterse kendisine iş bulabileceğimi söyledim. Çok memnun oldu. Allah’ın (cc) yardımıyla kısa sürede bir iş bulundu. Sonra o çalıştığı yerde bir bey onunla evlenmek istemiş. Beni baba olarak görüp bana danıştı. Ben de adama, eğer eski yaşantısını yüzüne vurmayacaksa o hanımla evlenebileceğini söyledim ve evlendiler. Şimdi bir yavruları var, mutlular.
İşte böyle efendim, edep, saygı, incelik, hayatı güzelleştirir. İstisnasız her insan buna duyarlıdır. Allah (cc) hepimize edeplerin en güzelini nasip etsin. Amin.
SABRİ TANDOĞAN